Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

MUKANNİBE : Turkish Risale

Gelin süsleyen kadın

MUKANNİN : Turkish Risale

Kanun yapan. İntizama koyan. Kanun tertib ve ihdas edici olan

MUKANNİT : Turkish Risale

Yer altından kanalla su akıtan kişi. * Muti kimse, itaat eden, emre boyun eğen kişi

MUKANTAR(A) : Turkish Risale

(Kantara. dan) Kemer şeklinde olan köprü. * Birbiri üstüne yığılmış çok şey. * Muhkem

MUKANTARAT : Turkish Risale

(Mukantara. C.) Köprüler. Kemer şeklinde olan yapılar

MUKARAA : Turkish Risale

(Kur'a. dan) Ad çekişme. Karşılıklı kur'a çekme. * Kılınç kullanarak döğüşmek. Cenkte, muharebede kahramanların birbiriyle vuruşmaları. * Bir şeyin taksiminde atışmak

MUKARAZA : Turkish Risale

Kazanca ortak olup zararı sermâyeye ait olmak üzere bir kimseye belirli bir miktar sermaye verme

MUKAREBET : Turkish Risale

(Kurb. dan) Akrabalık, yakınlık

MUKARENET : Turkish Risale

(A, uzun okunur) Yakınlık. Ayrılmayıp musâhebe etmek. * Bitişmek. Birleşmek. * Uygunluk. * Bir yere gelmek

MUKARNES : Turkish Risale

Kubbe biçiminde olan. * İşlemeli, nakışlı ve rengarenk olan. * Merdiven şeklinde dereceleri olan kubbe

MUKARR : Turkish Risale

(Karâr. dan) İkrâr olunmuş. "Vardır, öyledir evet." denilmiş

MUKARRE : Turkish Risale

Göz yaşının durması

MUKARREB : Turkish Risale

(Kurb. dan) Yakınlaşmış. Yakınlaştırılmış. Yakın. * Büyük zât veya padişah gibi kimselere hizmette yaklaşmış olan

MUKARREBUN (MUKARREBÎN) : Turkish Risale

Büyük meleklerden bir zümre. * Takva ve ubudiyyet ile evliya derecesine gelmiş, Cenab-ı Hakk'ın indinde çok kıymetli ve mübarek büyük zâtlar. * Yakınlaşmış olanlar