Turkish Risale
MÜTEVAGGİL : Turkish Risale
Bir şeyin çok derinliğine giren, meşguliyetini derinleştiren. Usanmayıp, yorulmayıp gayret ve devam eden
MÜTEVAGGİLÎN : Turkish Risale
(Mütevaggil. C.) Çok uğraşanlar, fazla meşgul olanlar. Bir şeyin derinliğine varanlar
MÜTEVAHHİŞ : Turkish Risale
Tevahhuş eden, ürken, korkan, yadırgayan
MÜTEVAHHİŞÂNE : Turkish Risale
f. Korkarak, ürkerek, tevahhuş ederek
MÜTEVAKKI' : Turkish Risale
Bir şeyin vukuuna muntazır olan, ümid eden, ricâ ve niyazda bulunan
MÜTEVAKKID : Turkish Risale
Tutuşan, tutuşup yanan
MÜTEVAKKIF : Turkish Risale
Bir şeye bağlı olan, onunla iş görecek olan, ilerlemeyip duran. * Bekleyen, tevakkuf eden, duran, eğlenen
MÜTEVAKKIR : Turkish Risale
(C.: Mütevakkırîn) (Vakar. dan) Onurlanan, vakarlanan
MÜTEVAKKIRÎN : Turkish Risale
(Mütevakkır. C.) Onurlananlar, vakarlananlar
MÜTEVAKKİ : Turkish Risale
Tevakki eden. Kendini gözeten, tehlikeli şeylerden sakınan ve çekinen
MÜTEVAKİL : Turkish Risale
Birbirini vekil eden
MÜTEVALİ : Turkish Risale
(Velâ. dan) Aralık vermeden devam eden, tevâli eden. Birbiri ardınca sıra ile olan
MÜTEVALİD : Turkish Risale
Birbirinden doğup üreyen
MÜTEVALİYEN : Turkish Risale
Üst üste, aralık vermeden, peş peşe
MÜTEVARİ : Turkish Risale
(Verâ. dan) Gizli, saklı. Bir şeyin arkasına veya altına çekilerek saklanan
MÜTEVARİD : Turkish Risale
(Vürud. dan) Gelen, tevarüd eden
MÜTEVARİS : Turkish Risale
(Veraset. den) Birinden diğerine vâris olup kalan. Babadan oğlu geçen, tevarüs eden
MÜTEVASIK : Turkish Risale
Birbirine güvenip itimad etmek suretiyle anlaşan
MÜTEVASIL(A) : Turkish Risale
(Vasl. dan) Birbirine bitişmiş. Birbirine ulaşan, gelen
MÜTEVASSIL : Turkish Risale
Kavuşan, ulaşan, vâsıl olan. * Yakınlık ve münasebet kuran
MÜTEVASİ : Turkish Risale
Birbirine teveccüh edip yönelen. Birbirine tavsiye eden
MÜTEVASİB : Turkish Risale
Birbirinin üzerine sıçrayan
MÜTEVATTIN : Turkish Risale
Bir yeri vatan edinmiş, tavattun etmiş, yurt tutmuş
MÜTEVATİ : Turkish Risale
Birbirine benzeyen
MÜTEVATİR : Turkish Risale
Çok kimselerin naklettikleri haber. Yaygın haber. Herkesin veya alâkadarların işitip doğruluğunu kabul ettikleri kat'i, şüphesiz, sağlam haber. Yalan üzerine birleşmeleri aklen mümkün olmayan bir cemaatın bir hâdise hakkında verdikleri haber. (Bak: Tevatür)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani