Turkish Risale
NATIR : Turkish Risale
(Nâtur) Bekçi. Bağ ve bostan bekçisi
NATIS : Turkish Risale
Bilgili, faziletli adam
NATM : Turkish Risale
Ulaştırmak, vardırmak
NATNAT : Turkish Risale
(C.: Netânıt) Çok konuşan uzun boylu, akılsız kimse
NATNATA : Turkish Risale
Çok söylemek, çok konuşmak. * Çekmek
NATS : Turkish Risale
Nadas
NATUH : Turkish Risale
Çok süsen hayvan
NATUK : Turkish Risale
(Nutk. dan) Güzel ve düzgün söz söyliyen
NATUL : Turkish Risale
İlaçlarla kaynatıp mâlül kişinin az az başına dökülen su
NATURA : Turkish Risale
Lât. Her canlının yapılış hususiyeti, bünye, yaratılış hali
NATV : Turkish Risale
Iraklık, uzaklık, bu'd
NATÜRALİZM : Turkish Risale
(Osm: Tabiiye) Fls: Kâinatta hâdiselerin ve varlıkların meydana gelişinde tabiat kuvvetleri dışında hiçbir sebep ve müessir kuvvet ve yaratıcı kabul etmeyen inkârcı, maddeci görüş
NATİH : Turkish Risale
(Nâtıh)
(C: Nevâtıh) Sana karşı gelen hayvan. * Şiddetli emir
NATİHA : Turkish Risale
(C.: Netâyıh) Başka davar tarafından boynuzlanıp öldürülmüş olan davar
NATİŞ : Turkish Risale
Kuvvet ve hareket
NATŞ : Turkish Risale
şiddet. Kuvvet
NATŞAN : Turkish Risale
Susuz kalmış kişi
NAUR : Turkish Risale
Kanı durmayan damar. * Değirmen kanadı. * Döndükçe gıcırdayan dolap
NAURE : Turkish Risale
(C.: Nevâir) Bostan dolabı
NAUS : Turkish Risale
Yüksek yer
NAV : Turkish Risale
f. Küçük gemi. Sandal, kayık. * İçi oyuk şey
NAVDÂN : Turkish Risale
f. Oluk
NAVE : Turkish Risale
f. Hamur teknesi
NAVEK : Turkish Risale
f. Ok
NAVEK-ENDAZ : Turkish Risale
f. Okçu. Ok atıcı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani