Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
PERNİYAN : Turkish Risale

f. Nakışlı atlas. İpekten dokunmuş, bir cins işlemeli kumaş

PERRAN : Turkish Risale

f. Uçan, uçucu

PERSONEL : Turkish Risale

Fr. Şahsa dâir. Şahsî. * Bir işte çalışanların hepsi

PERTAB : Turkish Risale

f. Atılma, sıçrama. * Hız almak için geriden koşarak atılma. * Uzağa düşen ok veya başka bir şey

PERTEV : Turkish Risale

(Pertav) f. Ziya, ışık. * Atılma, sıçrama, hız

PERTEV-ENDÂZ : Turkish Risale

Işıklandıran, ziyâ veren, nurlandıran

PERTEV-FEŞAN : Turkish Risale

Işık saçan, ziya saçan

PERTEV-SUZ : Turkish Risale

Yakan ışık. Güneşe karşı tutulduğu zaman, ışıkları bir noktaya toplayan ve bu suretle ışığın değdiği yeri yakan mercek

PERTEV-İ MİHR : Turkish Risale

Güneş ışığı. Güneşin parlaklığı

PERUŞ : Turkish Risale

f. Küçük çıban, sivilce

PERVA : Turkish Risale

f. Korku, çekinmek. * Alâka, ilgi, bağ. * Takat. * Durup dinlenmek. * Bilmek. * Vesvese. * Kayd. * Iztırab. * Terk, feragat. * Hayran, şaşmış. * Meyl, teveccüh, iltifat, kayırmak. * Gussalanmak. (L.R.)

PERVANE : Turkish Risale

f. Fırıldak çark. * Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek. * Haberci, kılavuz

PERVANEGÂN : Turkish Risale

(Pervane. C.) Gece kelebekleri

PERVANEK : Turkish Risale

f. Karakulak adı verilen bir hayvan. * Ask: Öncü, pişdâr

PERVAR : Turkish Risale

f. Besili, beslenmiş

PERVAS : Turkish Risale

f. El ile dokunup temas etme, eli ile yoklama

PERVAZ : Turkish Risale

f. Kanat açmak, uçmak. Uçan, uçucu. * Nur. * Karargâh. * Saçmak. * Hücre. * Saçak. * Ayna. Dolap. * İnce, uzun tahta. * Uçan, uçucu gibi mânâlara gelerek birleşik kelimeler yapılır

PERVAZ-I BERDÂR : Turkish Risale

Yükselip uçan. Uçarak dolaşan

PERVAZE : Turkish Risale

f. Kır gezisi için hazırlanan yemek. * Altun ve gümüş yaprakların kırıntısı

PERVAZGÂH : Turkish Risale

f. Uçulacak yer. Tayyâre meydanı. Hava alanı

PERVER : Turkish Risale

(Pervar) f. "Besleyen, yetiştiren, velinimet, koruyan" mânâsında birleşik kelimeler yapılır

PERVERDE : Turkish Risale

f. Terbiye görmüş, yetiştirilmiş, beslenmiş

PERVERENDE : Turkish Risale

f. Besleyen, büyüten. Besleyici, büyütücü. * Terbiye edici, yetiştirici

PERVERÂN : Turkish Risale

(Perver. C.) f. Yetiştirenler, besleyenler, koruyup terbiye eden kimseler

PERVERÎ : Turkish Risale

f. Büyütücülük, besleyicilik. Terbiye