Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
RAKİK-ÜL KALB : Turkish Risale

Yufka kalbli, çok merhametli, ince duygulu

RAKİM : Turkish Risale

Yazılmış nesne. Yazı yazılacak levha. * Ashab-ı Kehf'in mağarasının bulunduğu dağ; veya bazılarınca mağaranın bulunduğu dere; veya Ashab-ı Kehf'in başka bir ismi. * Ashab-ı Kehf'in isim ve kıssalarının yazılı bulunduğu kitabe

RAKİME : Turkish Risale

Yazılmış kâğıt. Mektub

RAKİS : Turkish Risale

Yol gösteren, kılavuz. * Harman yerinde harmanı döğerken öküzün dönmesi

RAKŞ : Turkish Risale

Nakşetme, süsleme

RAKŞA' : Turkish Risale

(C.: Rukaşâ) Alaca yılan. * Süslü kadın

RAL : Turkish Risale

(C.: Rilâl-Ri'lân-Er'ül- Reele) Deve kuşunun yavrusu

RAM : Turkish Risale

f. İtaat eden, boyun eğen, itaatli, münkad

RAMAD : Turkish Risale

Kül, ateş külü

RAMAK : Turkish Risale

Nefes alacak kadar kalan hava, az bir hayat eseri. * Çok az şey

RAMAS : Turkish Risale

Göz çapağı

RAMAZ : Turkish Risale

Güneşin sıcaklığı şiddetle ve yakarak gelmek, şiddetli olmak, yakmak. * Kesinleştirmek

RAMAZAN : Turkish Risale

Mübarek ayların en mühimmi ve mübarek üç ayların sonuncusu. Kur'an-ı Kerim'in nâzil olmağa başladığı oruç ayı. Arabî ve Kamerî olan takvime göre
ay. Oruç tutanın günahlarını yaktığı, mahveylediği için bu isim verildiği rivayet edilir.(Ramazan-ı Şerif'te mü'minler, derecatına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevi sürurlara mazhar oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letâifin o mübârek ayda oruç vasıtasiyle çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına rağmen onlar masumâne gülüyorlar. M.)(İşte Ramazan-ı Şerif, âdeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevi hasılat için gâyet münbit bir zemindir. Ve neşv ü nema-i a'mâl için, bahardaki mah-i nisandır. Saltanat-ı Rububiyet-i İlâhiyeye karşı ubudiyet-i beşeriyenin resm-i geçit yapmasına en parlak, kudsi bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduğundan yemek, içmek gibi nefsin gafletle hayvani hâcatına ve mâlâyani ve hevâperestane müştehiyata girmemek için oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevi hâcâtını muvakkaten bırakmakla uhrevi bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile Samediyete bir nevi âyinedarlık etmektir. Evet, Ramazan-ı Şerif; bu fani dünyada, fani ömür içinde ve kısa bir hayatta bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bakiyeyi tazammun eder, kazandırır.Evet bir tek Ramazan, seksen sene bir ömür semeratını kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise nass-ı Kur'ân ile bin aydan daha hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i katıadır. M.)

RAMAZANİYE : Turkish Risale

Ramazana ait. Ramazan hakkında. * Ramazan ayına dair medhiye veya kaside

RAMETMEK : Turkish Risale

Boyun eğdirmek, itaate getirmek

RAMK : Turkish Risale

Nazar etmek, bakmak

RAMPA : Turkish Risale

Fr. İki geminin birbirine veya bir geminin iskeleye yanaşıp bitişmesi. * Şose veya demiryolundaki yokuş. * Trenin eşya almağa mahsus yanaştığı set

RAMPACI : Turkish Risale

Eski deniz muharebelerinde yakından dövüşerek zabtedilmek istenilen bir düşman gemisine hücumla borda bordaya gelindiği sırada düşman gemisindeki askerlerin vuku bulacak hücumunu menetmek için güverteye yayılan silâhendazlar

RAMT : Turkish Risale

Ayıplama

RAMUZ : Turkish Risale

Deniz

RAMİ : Turkish Risale

(Remy. den) Ok, mermi v.b. şeyler atan atıcı

RAMİH : Turkish Risale

Süngü batıran, mızrak saplayan

RAMİK : Turkish Risale

Miskle karıştırılan siyah bir madde

RAMİLE : Turkish Risale

Yelmek. * Şam vilâyetine bağlı bir yerin adı

RAMİS : Turkish Risale

Toprağı her yöne sürüp savuran rüzgâr