Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
VEZANET : Turkish Risale

Fikir ve görüş isabeti. * Ölçülü olma

VEZANET-İ EFKÂR : Turkish Risale

Düşüncelerin isabeti

VEZANÎ : Turkish Risale

f. Esinti zamanı

VEZARET : Turkish Risale

(Vizaret) Vezirlik. Başvekillik

VEZB : Turkish Risale

Su gibi akma

VEZEGA : Turkish Risale

Bir cins büyük keler

VEZEN : Turkish Risale

Yürürken sallanmak

VEZER : Turkish Risale

Sarp dağ. Sığınılacak yer. Kale. Hisar. * Galib olmak

VEZF : Turkish Risale

Evmek, acele etmek

VEZK : Turkish Risale

Çirkin yürüyüşlü olmak

VEZME : Turkish Risale

Kış sonu. * Bir kere yemek

VEZN : Turkish Risale

(Vezin) Tartma. Ölçme. Hesaplama. * Tartacak şey. Tartı. * Ağırlık

VEZN-İ MAHSUS : Turkish Risale

Özgül ağırlık. Bir cismin bir santimetre küp hacmindeki parçasının ağırlığı. * Edb: Nazmın veya kelimenin belli kalıplarından her biri. Nazmın ahenk ölçüsü

VEZNE : Turkish Risale

Tartı. Terazi. * Tartı yeri. Eskiden altun ve gümüş paralar sayı ile olduğu gibi tartıyla da alınıp verildiği için bu tabir meydana gelmiştir. Para alınıp verilen yer mânasında da kullanılır. Devlet daireleri ile büyük müesseselerde para alıp veren memura Veznedar denir. * Barut yuvası

VEZNEDÂR : Turkish Risale

f. Vezne memuru. Bir teşkilâta âit parayı alıp veren memur

VEZNÎ : Turkish Risale

Vezinle ilgili, vezne ait. * Tartılan şey

VEZNİYYÂT : Turkish Risale

Tartılan şeyler

VEZR : Turkish Risale

Nurlu etmek, ışıklandırmak. * Kaftan eteğine birşey koyup götürmek

VEZVAZ : Turkish Risale

Hafif, zarif kimse

VEZVEZE : Turkish Risale

Sür'atle sıçramak

VEZYE : Turkish Risale

Ayıp. * Soğuk

VEZZAN : Turkish Risale

(Vezn. den) Tartan, vezneden. * Kantarcı

VEZİDEN : Turkish Risale

f. Yel esmek. * Atılmak, sıçramak

VEZİF : Turkish Risale

Evmek, acele etmek

VEZİLE : Turkish Risale

(C.: Vezâil) Cilâlı, parlak para. * Parlak madeni ayna