Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ŞUKRE : Turkish Risale

Sâfi kızıllık, tam ve koyu kırmızılık

ŞUKUK : Turkish Risale

(Şakk. C.) Çatlaklar, yarıklar

ŞUKUNE : Turkish Risale

Azlık

ŞUM : Turkish Risale

Hayırsız kişi

ŞUMA : Turkish Risale

f. Siz. (Bak: Şahıs zamiri)

ŞUR : Turkish Risale

f. Tuzlu, kekremsi. * şamata, gürültü

ŞUR-BAHT : Turkish Risale

f. Bahtsız, talihsiz

ŞUR-EFGEN : Turkish Risale

f. Karma karışık yapan, kargaşalık çıkaran

ŞUR-ENGİZ : Turkish Risale

f. Gürültü çıkaran, şamata yapan

ŞURA : Turkish Risale

Konuşma yeri, istişare meclisi. Büyüklerin istişare için toplanma yeri. * Meşveret için toplantı. * Meşveret etme.(Eski zamanda değiliz. Eskiden hâkim, bir şahs-ı vâhid idi. O hâkimin müftüsü de, onun gibi münferid bir şahıs olabilirdi. Onun fikrini tashih ve ta'dil ederdi. Şimdi ise, zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaattan çıkmış az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı manevîdir ki, şurâlar o ruhu temsil eder. Şöyle bir hâkimin müftüsü de ona mücanis olup, bir şurâ-yı âliye-i ilmiyeden tevellüd eden bir şahs-ı manevî olmak gerektir. Tâ ki sözünü ona işittirebilsin. Dine taalluk eden noktalardan sırat-ı müstakime sevkedebilsin.) Sünühat'tan.(Müslümanların hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyedeki saadetlerinin anahtarı meşveret-i şer'iyyedir. $ Ayet-i Kerimesi, şurayı esas olarak emrediyor. Evet nasılki, nev'-i beşerdeki telâhuk-u efkâr ünvanı altında asırlar ve zamanların tarih vasıtasiyle birbiriyle meşvereti, bütün beşeriyetin terakkiyatı ve fünunun esası olduğu gibi, en büyük kıt'a olan Asya'nın en geri kalmasının bir sebebi o şurâ-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.Asya Kıt'asının ve istikbâlinin keşşafı ve miftahı şura'dır. Yâni, nasıl fertler birbiriyle meşveret eder; taifeler, kıt'alar dahi o şurayı yapmaları lazımdır ki, üçyüz belki dörtyüz milyon İslâm'ın ayaklarına konulmuş çeşit çeşit istibdatların kayıtlarını, zincirlerini açacak, dağıtacak meşveret-i şer'iyye ile şehamet ve şefkat-i imâniyeden tevellüd eden hürriyet-i şer'iyyedir ki, o hürriyet-i şer'iyye, âdâb-ı şer'iyye ile süslenip garp medeniyet-i sefihanesindeki seyyiatı atmaktır. İmândan gelen hürriyet-i şer'iyye iki esası emreder: $ $Yani: İman bunu iktiza ediyor ki, tahakküm ve istibdad ile başkasını tezlil etmemek ve zillete düşürmemek.. ve zâlimlere tezellül etmemek.. Allah'a hakiki abd olan, başkalara abd olamaz. Birbirinizi
Allah'tan başka- kendinize Rab yapmayınız. Yani, Allah'ı tanımayan, herşeye, herkese nisbetine göre bir rububiyet tevehhüm eder, başına musallat eder. Evet hürriyet-i şer'iyye Cenab-ı Hakk'ın Rahman, Rahim tecellisiyle bir ihsanıdır ve imanın bir hassasıdır.Eğer denilse: Neden şuraya bu kadar ehemmiyet veriyorsun? Ve beşerin, hususan Asya'nın, hususan İslâmiyet'in hayatı ve terakkisi nasıl o şura ile olabilir?Elcevab: Nur'un Yirmibirinci Lem'a-i İhlâs'ında izah edildiği gibi; haklı şura ihlâs ve tesanüdü netice verdiğinden, üç elif, yüzonbir olduğu gibi, ihlâs ve tesanüd-ü hakiki ile üç adam yüz adam kadar millete fayda verebilir. Ve on adamın hakiki ihlâs ve tesânüd ve meşveretin sırrı ile, bin adam kadar iş gördüklerini çok vukuat-ı tarihiye bize haber veriyor. Madem beşerin ihtiyacâtı hadsiz ve düşmanları nihayetsiz ve kuvveti ve sermayesi pek cüz'î; hususan dinsizlikle canavarlaşmış, tahribatçı, muzır insanların çoğalmasıyla elbette ve elbette, o hadsiz düşmanlara ve o nihayetsiz hâcetlere karşı, imandan gelen nokta-i istinad ve o nokta-i istimdad ile beraber hayat-ı şahsiye-i insaniyesi dayandığı gibi hayat-ı içtimaiyesi de yine imanın hakaikından gelen şura-yı şer'î ile yaşayabilir. O düşmanları durdurur, o hâcetlerin teminine yol açar. H.)

ŞURA SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'in
suresi olup, "Hâ mim ayn sin kaf" Suresi de denir

ŞURA-YI DEVLET : Turkish Risale

İdare dâvâlarını veya nizamname (tüzük) hazırlıklarını inceleyip fikrini bildiren resmi daire. Danıştay

ŞURAB (ŞURÂBE) : Turkish Risale

f. Kirli ve acı su. * Mc: Gözyaşı

ŞURE : Turkish Risale

f. Çorak, tuzlu, verimsiz toprak

ŞUREZAR : Turkish Risale

Çorak yerler, verimsiz araziler

ŞURTA : Turkish Risale

(Yelkenliye) uygun rüzgâr. * Önde gidip düşmanla savaşan asker. * Polis, jandarma

ŞURU' : Turkish Risale

Başlama. Mübaşeret etme

ŞURUT : Turkish Risale

(Şart. C.) Şartlar. Bir şeyde bulunması lâzım gelen esaslar, temeller

ŞURUT-U SALÂT : Turkish Risale

Namazın şartları

ŞURİDE : Turkish Risale

f. Perişan, karışık. * Tutkun, âşık, meftun

ŞURİDEGÎ : Turkish Risale

f. Karışıklık, perişanlık. * Tutkunluk, düşkünlük

ŞURİSTAN : Turkish Risale

Çorak yerler

ŞURİŞ : Turkish Risale

f. Karışıklık, kargaşalık

ŞUS : Turkish Risale

Pak etmek, temizlemek

ŞUSY : Turkish Risale

Ölünün şişip el ve ayağının sertleşmesi