Turkish Risale
GÜL-Ü MUHAMMEDÎ (A.S.M.) : Turkish Risale
Kırmızı renkte bir gül çeşitidir. ("Keşfül Hafa" isimli hadîs kitabının 1, cilt,
Sahifesinde, mezkur gül hakkındaki rivayetlerin sıhhatleri üzerinde durulmaktadır.)
GÜL-İ HAMRÂ : Turkish Risale
Kırmızı gül
GÜL-İ RUHSAR : Turkish Risale
f. Gül yanaklı. * Mc: Mânevi çok güzellik sahibi. Çok sevilen
GÜL-İ ZEMİN : Turkish Risale
Meşveret meclisi
GÜLAB : Turkish Risale
Gülsuyu
GÜLABDAN : Turkish Risale
İçine gülsuyu konularak mevlüt gibi toplantılarda serpmeye mahsus kap. Bu, çiniden, gümüşten veya altundan yapılırdı. Buhurdanlar ile birlikte bir takım teşkil ederdi
GÜLBANK : Turkish Risale
(Gülbang) f. Bir cemaat tarafından birlikte söylenen duâ, ilâhi, tekbir
GÜLBANK-İ MUHAMMEDÎ (A.S.M.) : Turkish Risale
Ezan
GÜLBEDEN : Turkish Risale
f. Vücudu gül gibi nâzik ve lâtif olan
GÜLBÜN : Turkish Risale
f. Gül yetişen yer, gül köşkü
GÜLBİZ : Turkish Risale
Gül serpen
GÜLDAN : Turkish Risale
f. Vazo, içine çiçek konan kap, gül mahfazası
GÜLDEHAN : Turkish Risale
(Güldehen) f. Ağzı gül gibi güzel ve lâtif olan
GÜLDESTE : Turkish Risale
Çok güzel şeylerden bir tutam. * Gül demeti. * Müzikte makam adı
GÜLE : Turkish Risale
f. Zülüf. Bükülmüş ve kıvrılmış saç
GÜLEFŞAN : Turkish Risale
(Gül-efşân) f. Gül saçan
GÜLENDAM : Turkish Risale
f. Güzel endâmlı, boyu gül gibi nâzik ve lâtif olan
GÜLFAM : Turkish Risale
f. Rengi gül gibi kırmızı olan, gül renkli
GÜLFEŞAN : Turkish Risale
f. Gül saçan, gül dağıtan
GÜLGEŞT : Turkish Risale
(Gül-geşt) f. Gül gezintisi, gül seyri
GÜLGONCE : Turkish Risale
f. Henüz açılmamış gül
GÜLGUN : Turkish Risale
f. Pembe, açık kırmızı. Gül renkli
GÜLGUNE : Turkish Risale
f. Gül renkli. * Gül yanaklı. * Kadınların kullandıkları gül rengindeki düzgün
GÜLHANE : Turkish Risale
İstanbulda Sarayburnu'ndan Topkapı Sarayı'nın duvarlarına ve bir taraftan Çizme Kapısı hizasına kadar devam eden saha. Bunun deniz tarafında, şimdiki hat boyunun batısında vaktiyle sıra ile gül bahçeleri bulunduğundan bu isim verilmiştir
GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU : Turkish Risale
Tar: Gülhanede okunan hatt-ı hümayun münasebetiyle meydana gelmiş bir tabirdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir zamanlar dünyayı titreten kuvvet ve kudreti, çeşitli sebep ve te'sirlerle büyük bir zaafa uğramış ve en nihâyet devlet, bir vilâyet hükmünde olan Mısır'ın idaresini ele geçiren Mehmed Ali Paşa'nın elinde zebun olacak bir dereceye düşmüştü. Memleketin bu halini gören ve Avrupa'da elçiliklerde bulunması itibariyle Avrupa devletlerinin memleket hakkındaki fikirleriyle zamanın cereyanlarını yakından müşahede eden Sadrazam Mustafa Reşit Paşa, memleketin selâmeti ancak idare usulünün ıslahında ve tebaaya salâhiyet ve hukuk verilip mes'uliyet esasının te'sisinde olduğunu iddia ederek yeni padişah olan Abdülmecid'e 3 Kasım 1839 Pazar gününde bir hatt-ı hümayun sudur ettirdi. Reşit Paşa'nın bu hat'la açtığı devir, tarihte Tanzimat namıyla anılmaktadır. Bu fermana göre memlekette bundan sonra herkes mal, can ve ırz emniyetine sahib olacak, vergiler ve asker toplanması belirli nizamlara bağlanacak, memuriyetlere lâyık olanlar getirilecek ve memurlara muayyen bir maaş tâyin olunacak, rüşvet alınmayacak, bir mahkeme kararı olmadan kimse mahkum edilmeyecek, bütün Osmanlı tebaası aynı kanunî ve hukukî haklara sahip olacaklardı. Bu ferman, bilhassa Hristiyan tebaa için te'min ettiği eşit haklar yüzünden Avrupa'da çok iyi karşılanmıştır. (O.T.D.S.)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani