Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
KIYAS-I AKÎM : Turkish Risale

Man: Neticesiz veya doğru netice vermeyen kıyas

KIYAS-I BİNNEFS : Turkish Risale

Nefsini misal alarak, nefsine kıyaslayarak. Bir şeyin bizzat kendini kıyas ederek yapılan kıyas

KIYAS-I FUKAHA : Turkish Risale

Hakkında açıkça âyet ve hadis bulunmayan mes'elelere dâir; ilim ve irfanda allâme ve mütebahhir, ilmi ile amelde ve Sünnet-i Seniyyeye ittiba ve imtisalde, ibadet ve taatta, takva ve verada, züht, azimet ve riyazetle, terakki ve taâli eden müctehid fukaha tarafından kıyas ile verilen hüküm

KIYAS-I HAFİYYE : Turkish Risale

Man: Sebebi gizli olan,zihne birden gelmeyen kıyas. * Fık: Te'siri kavi olan kıyastır. Veyahut sıhhati zâhir, fesadı gizli olan kıyastır

KIYAS-I HÂDİ' : Turkish Risale

Man: Aldatıcı kıyas

KIYAS-I MAALFÂRIK : Turkish Risale

Birbirine benzemiyen şeyler arasında yapılan kıyas. Yani, doğru olmayan ve hakikata uymayan mukayese

KIYAS-I MUKASSİM : Turkish Risale

Man: İki şıkkı bulunan ve her iki şıkkın neticesi aynı olan kıyas. (Sultan Mehmed Fatihin, babasına gönderdiği şu haber buna güzel bir numunedir. "Padişan sen isen ordunun başına geç; yok padişah ben isem, sana emrediyorum ordunun başına geç.")

KIYAS-I MÜREKKEB : Turkish Risale

Man: İkiden fazla mukaddemeden mürekkeb kıyas

KIYAS-I TEMSİLÎ : Turkish Risale

Temsil tarzında yapılan mukayese.(Diyorsunuz ki: "Sen sözlerde kıyâs-ı temsili çok istimal ediyorsun. Halbuki fenn-i mantıkça, kıyas-ı temsili, yakini ifade etmiyor. Mesâil-i yakiniyede bürhan-ı mantıki lâzımdır. Kıyas-ı temsilî, usul-i fıkıh ulemasınca zann-ı galib kâfi olan metalibde istimal edilir. Hem de sen, temsilâtı bazı hikâyeler suretinde zikrediyorsun. Hikâye hayalî olur, hakiki olmaz. Vâkıa muhalif olur?"Elcevab: İlm-i Mantıkça, çendan "Kıyas-ı temsilî, yakîn-i kat'i ifade etmiyor." denilmiş. Fakat kıyas-ı temsilînin bir nev'i var ki, mantıkın yakînî bürhanından çok kuvvetlidir. Ve mantıkın birinci şeklinin birinci darbından daha yakındır. O kısım da şudur ki: Bir temsil-i cüz'î vasıtasıyla bir hakikat-ı küllînin ucunu gösterip, hükmü o hakikate bina ediyor. O hakikatın kanununu, bir hususî maddede gösteriyor. Tâ o hakikat-ı uzma bilinsin ve cüz'î maddeler, ona irca' edilsin. Meselâ: "Güneş, nuraniyyet vasıtasıyla, birtek zât iken; her parlak şey'in yanında bulunuyor temsiliyle bir kanun-u hakikat gösteriliyor ki, nur ve nurani için kayıd olamaz. Uzak ve yakın bir olur. Az ve çok müsavi olur. Mekân onu zaptedemez.Hem meselâ: "Ağacın meyveleri, yaprakları; bir anda, bir tarzda kolaylıkla ve mükemmel olarak birtek merkezde, bir kanun-u emrî ile teşkili ve tasviri" bir temsildir ki, muazzam bir hakikatın ve küllî bir kanunun ucunu gösterir. O hakikat ve o hakikatın kanununu gayet kat'i bir surette isbat eder ki, o koca kâinat dahi şu ağaç gibi o kanun-u hakikatın ve o sırr-ı Ehadiyyetin bir mazharıdır, bir meydan-ı cevelanıdır.İşte bütün Sözlerdeki kıyasat-ı temsiliyyeler bu çeşittirler ki bürhan-ı kat'i-yi mantıkîden daha kuvvetli, daha yakînîdirler. S.)

KIYAS-I İSTİSNAÎ : Turkish Risale

Bir hükmün neticesinin aynı veya nakzı, mukaddemelerinden birinde bilfiil zikredilirse, ona kıyâs-ı istisnâi denilir. Başka bir tâbirle: Neticesi veya zıddı bizzat kendisinde zikredilen kıyas. "Eğer bu cisim ise, mutlaka bir yer tutar" gibi. Veya "Güneş doğmuş ise, gündüz olmuştur" gibi

KIYASEN : Turkish Risale

Kıyas yoluyla, benzeterek, kaideye tatbik ederek

KIYASÎ : Turkish Risale

(Kıyâsiyye) Benzetme ile olan. * Genel kaideye uygun ve muvafık olan

KIYASİYYAT : Turkish Risale

(Kıyâsi. C.) Benzetme veya tatbik ile olanlar. * Umumi kurallara uygun olanlar

KIYATE : Turkish Risale

Azık vermek

KIYEM : Turkish Risale

(Kıymet. C.) Kıymetler, değerler

KIYEMÎ : Turkish Risale

(C.: Kıyemiyyât) Az bulunan pahalı şey

KIYEMİYYAT : Turkish Risale

(Kıyemî. C.) Değerli nesneler, az bulunan pahalı şeyler

KIYFAL : Turkish Risale

Baş damarı

KIYMET : Turkish Risale

Değer, baha, semen, bedel

KIYMET-AGÂH : Turkish Risale

f. Kıymetten anlar, değer bilir

KIYMET-DÂR : Turkish Risale

f. Değerli, kıymetli, pahalı

KIYMET-NÂ-ŞİNÂS : Turkish Risale

f. Değer takdir edemiyen, kıymet bilemiyen

KIYMET-İ HAKİKİYE : Turkish Risale

Hakiki ve gerçek değer

KIYMET-ŞİNAS : Turkish Risale

f. Kıymet bilir. İnsaniyetli, değer bilir

KIYTAS : Turkish Risale

Balina balığı, kadırga balığı