Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
MA'MUR : Turkish Risale

İ'mar edilen, tamir edilmiş

MA'MURE : Turkish Risale

İnsanların bulunduğu bayındır yer. Ma'mur olan yer. Şehir, kasaba

MA'MURİYET : Turkish Risale

Bayındırlık, ma'murluk

MA'N : Turkish Risale

Az miktar. * Kolay

MA'NA : Turkish Risale

(Mânâ) İç, içyüz. Bir sözden veya birşeyden anlaşılan. Lâfzın delâlet ettiği şey. * Rüya, düş. * Dilemek, irade

MA'NA-YI HARFÎ : Turkish Risale

Kendisini değil de başkasını veya sahibini, ustasını, kâtibini anlatan, bildiren, tarif eden mânâ

MA'NAT : Turkish Risale

Dilemek, iradet. * Kasdolunmuş nesne

MA'NE : Turkish Risale

Ekmek. * Az olan akıcı su. * Şey

MA'NİDAR (MÂNİDAR) : Turkish Risale

f. Bir mânâyı mutazammın olan. * Nükteli, ince mânâlı. Bir mâna ifade eden. Bir mânayı şâmil olan. (Farsça bir ifade olup, mânâ; ma'ni diye okunmuştur.)

MA'NİDARANE : Turkish Risale

f. Mânâlı şekilde

MA'RA : Turkish Risale

Vücudun çok zaman çıplak olan yeri

MA'RAZ : Turkish Risale

(Ma'rez-Ma'riz) Bir şeyin arzolunduğu yer. Göründüğü yer. Sergi, meşher

MA'RAZ-I ACÂİB : Turkish Risale

Acâiblerin teşhir olunduğu yer

MA'RAZGÂH : Turkish Risale

Arzolunan yer, sergi

MA'REC : Turkish Risale

Çıkacak yer, merdiven

MA'REF : Turkish Risale

Yüzün, devamlı olarak açık görünen yeri

MA'REFE : Turkish Risale

Atın yelesi bittiği yer

MA'REKE : Turkish Risale

Muhârebe meydanı, çarpışma yeri. * Çarpışma. Kıtal. Cenk

MA'RET : Turkish Risale

Kabahat, suç, ayıp, günah

MA'RIZ : Turkish Risale

(Ma'raz. dan) Bir şeyin görünüp çıktığı yer. Bir şeyin bildirildiği, arzolunduğu makam

MA'RUF : Turkish Risale

Bilinen, tanınmış. Belli, meşhur. * Şeriatın makbul kıldığı veya emrettiği. * Adl, ihsan, cud, tatlı dil, iyi muamele. (Bak: Emr-i bi-l ma'ruf)

MA'RUF-İ CİHÂN : Turkish Risale

Dünyaca tanınan ve meşhur. Cihânın bildiği

MA'RUFAT : Turkish Risale

Bilinen şeyler. Şeriatın emrettiği hususlar

MA'RUFİYET : Turkish Risale

Ma'rufluk. Ünlülük, meşhurluk, tanınmışlık

MA'RUR : Turkish Risale

Uyuz