Turkish Risale
MAHLUF : Turkish Risale
Yemin etme, and içme, kasem etme
MAHLUF-ÜN ALEYH : Turkish Risale
Hakkında yemin edilen husus
MAHLUK : Turkish Risale
Yaratılmış. Yoktan var edilmiş olan
MAHLUKA : Turkish Risale
Başkasının olup da benimsenen manzum parça
MAHLUKAT : Turkish Risale
(Mahluk. C.) Yaratılmışlar. Mahluklar. Allah'ın yarattığı şeyler.(Şu mahlukat, İzn-i İlâhi ile, zaman nehrinde mütemadiyen akıyor. Alem-i gaybdan gönderiliyor, âlem-i şehadette vücud-u zâhiri giydiriliyor. Sonra âlem-i gayba muntazaman yağıyor. İniyor. M.)
MAHLUL : Turkish Risale
Delinmiş. * Öbür tarafına işlenmiş olan şey
MAHLUL-U MUFASSAL : Turkish Risale
Tapu usulüne ait bir tâbir olup, köyler ve mezarlar tımarıydı. Berat ile verilirdi
MAHLUL-U SIRF : Turkish Risale
Fık: Hakk-ı intikal ve hakk-ı tapu sahibi bırakmaksızın mutasarrıfının vefatiyle mahlul kalan arazi
MAHLULAT : Turkish Risale
Mirasçısı olmadığı için evkâfa veya hükümete kalan miraslar
MAHLULİYET : Turkish Risale
Mahlul olma hali, mahlulluk
MAHLUT : Turkish Risale
(Halt. dan) Karıştırılmış. Katılmış. Karışık
MAHLUTA : Turkish Risale
Bulgurla karışık mercimek çorbası
MAHMASA : Turkish Risale
Azlık. * Açlıktan zayıf düşme
MAHMEL : Turkish Risale
Üzerine yük konulan şey
MAHMUD : Turkish Risale
Medh olmaya müstehak, medhe lâyık. Öğülmüş, medh ü senâ olunmuş. * Peygamberimizin isimlerindendir. * Tar: Ebrehe'nin Kâbeyi yıkmak için getirdiği filin adı
MAHMUD-U BİL-ITLAK : Turkish Risale
Her cihetle ve bütün hallerde medhe ve hamde elyak olan Cenab-ı Hak.(Hiç mümkün müdür ki: Bir baharı halk edemiyen ve bütün meyveleri icad edemiyen ve yeryüzünde sikkeleri bir olan bütün elmaları inşa edemeyen; onların bir misal-i musaggarı olan bir elmayı halk edip o elmayı ni'met olarak birisine yedirsin, şükrünü kazansın, Mahmud-u Bilıtlak'a hamd noktasında iştirak etsin. Hâşâ! M.)
MAHMUD-ÜL HİSÂL : Turkish Risale
İyi ahlâk sahibi
MAHMUD-ÜŞ ŞİYEM : Turkish Risale
Medhedilecek huylara sâhib olan. Beğenilen ve takdir edilen hasletler kendinde bulunan
MAHMUDİYE : Turkish Risale
Sultan
Mahmud adına yapılan ve kalyon büyüklüğünde olan eski bir harp gemisi. * Sultan
Mahmud zamanında basılan 23 ayar altın. * Sultan
Mahmud zamanında basılan ve yirmibeş gümüş kuruş değerinde olan ince altın sikke
MAHMUL : Turkish Risale
Yüklenilmiş. Hamlolunmuş. Bir şey arkasına yüklenmiş olan. Üzerine alınmış. * Gr: Bir cümlede fâile yükletilen işi, oluşu veya hâli gösteren fiil. * Man: Müsned, haber. "İnsan nâtık" cümlesinde "İnsan" mevzu, "nâtık" mahmuldur
MAHMULE : Turkish Risale
Yük. Hamule
MAHMULEN : Turkish Risale
Mahmul olarak, yüklü olarak
MAHMUM : Turkish Risale
Hummaya, sıtmaya tutulmuş. Sıtmalı olan. Ateşli olan. Mecnun. Saçma sapan konuşan
MAHMUMANE : Turkish Risale
f. Sayıklarcasına, sayıklıyarak. * Ateşler içinde, ateşli olarak
MAHMUR : Turkish Risale
(Hamr. dan) Sarhoşluğun verdiği sersemlik. * Uyku basmış ağırlaşmış göz. Baygın göz
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani