Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KARNI ZİL ÇALMAK : Turkish Turkish

çok acıkmış olmak

KARNIKARA : Turkish Turkish

örülce

KARNIKARA : Turkish Turkish

kötü yürekli (kimse)

KARNINDAN KONUŞMAK ( YA DA SÖYLEMEK) : Turkish Turkish

işitilemeyecek kadar alçak sesle söylemek

KARNINDAN KONUŞMAK ( YA DA SÖYLEMEK) : Turkish Turkish

uydurarak söylemek

KARNIYARIK : Turkish Turkish

ir tür kıymalı patlıcan yemeği

KARO : Turkish Turkish

oyun kâğıtlarının küçük, kırmızı, baklava biçimli benekli olanı, °orya

KARO : Turkish Turkish

eton, seramik, granit vb.'den yapılmış dört köşe döşeme taşı

KAROSER, -İ : Turkish Turkish

otomobillerde, mekanizmayı oluşturan motor, makine, tekerlek ve şasi gibi bölümlerin dışında kalan, görünen dış bölüm

KARPİT : Turkish Turkish

asetilen gazı çıkarmakta kullanılan, karbonla kalsiyum bileşiği madde

KARPİT LAMBASI : Turkish Turkish

karpitin su etkisiyle asetilen gaz vermesi ve bu gazın yakılmasıyla ışık elde edilen lamba

KARPUZ : Turkish Turkish

kabakgillerden, sürüngen gövdeli bir bitki (citrullus vulgaris)

KARPUZ : Turkish Turkish

u bitkinin iri ve sulu meyvesi

KARPUZ : Turkish Turkish

karpuz biçiminde yuvarlak ve iri şey

KARPUZ FENER : Turkish Turkish

şenliklerde kullanılan toparlak kâğıt fener

KARPUZ KOL : Turkish Turkish

ol büzgülü giysi kolu

KARPUZCU : Turkish Turkish

karpuz satan kimse

KARPUZCULUK : Turkish Turkish

karpuz alıp satma işi

KARSAK : Turkish Turkish

köpekgillerden, soluk kahverengi, karnı beyaz tüylü, kısa kulaklı, postundan kürk yapılan bir memeli türü (vulpes corsac)

KARSAMBA : Turkish Turkish

evde kalabalık yapan gereksiz eşya

KARŞI : Turkish Turkish

ir şeyin, bir yerin, bir kimsenin önü, esas tutulan yüzünün ilerisi

KARŞI : Turkish Turkish

yol, deniz, ırmak vb.'nin öbür kıyısı ya da yanı

KARŞI : Turkish Turkish

ön, kat, huzur

KARŞI : Turkish Turkish

ulunulan yere göre önde, ileride olan

KARŞI : Turkish Turkish

karşıt, zıt, °muhalif