Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KARŞILAMAK : Turkish Turkish

söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu ya da olumsuz bulmak

KARŞILAMAK : Turkish Turkish

önlemek, durdurmak

KARŞILAMAK : Turkish Turkish

yumrukoyununda karşı oyuncunun yumruklarını savmak

KARŞILANIŞ : Turkish Turkish

karşılanmak eylemi ya da biçimi

KARŞILANMA : Turkish Turkish

karşılanmak eylemi

KARŞILANMAK : Turkish Turkish

karşılamak eylemi yapılmak

KARŞILAŞMA : Turkish Turkish

karşılaşmak eylemi

KARŞILAŞMA : Turkish Turkish

ıki sporcu ya da iki takım arasında, karşılıklı olarak kazanmak amacıyla yapılan yarışma, °müsabaka

KARŞILAŞMAK : Turkish Turkish

karşı karşıya gelmek, rastlaşmak

KARŞILAŞMAK : Turkish Turkish

(ıki sporcu ya da iki takım için) yarışmak

KARŞILAŞTIRICI : Turkish Turkish

ir parçanın boyutunu karşılaştırmada kullanılan duyarlı aygıt, °komparatör

KARŞILAŞTIRILMA : Turkish Turkish

karşılaştırılmak eylemi

KARŞILAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

karşılaştırmak eylemi yapılmak

KARŞILAŞTIRMA : Turkish Turkish

karşılaştırmak eylemi

KARŞILAŞTIRMA : Turkish Turkish

kişi ya da nesnelerin benzer ya da ayrı yanlarını incelemek için kıyaslama, °mukayese

KARŞILAŞTIRMA DERECESİ : Turkish Turkish

daha, çok, fazla, ziyade gibi sözcüklerle kavramların karşılaştırılıp üst derecede gösterilmesi

KARŞILAŞTIRMAK : Turkish Turkish

karşılaşmak eylemini yaptırmak

KARŞILAŞTIRMAK : Turkish Turkish

kişi ya da nesnelerin benzer ya da ayrı yanlarını incelemek için kıyaslamak, °mukayese etmek

KARŞILAŞTIRMAK : Turkish Turkish

(dikişte) giysinin bir yanına yapılan işlemi, eşitlik sağlamak amacıyla öbür yanına da uygulamak

KARŞILAŞTIRMALI : Turkish Turkish

karşılaştırma yolu ile yapılmış olan, °mukayeseli

KARŞILAŞTIRMALI DİLBİLGİSİ : Turkish Turkish

akraba dilleri ve lehçeleri karşılaştırarak inceleyen dilbilgisi

KARŞILAŞTIRMALI DİLBİLİM : Turkish Turkish

karşılaştırma yöntemiyle çeşitli diller arasındaki ilişkileri, benzerlikleri belirleyip dil ailelerini saptamayı amaçlayan inceleme

KARŞILAYICI : Turkish Turkish

gelen birini karşılamaya çıkan kimse

KARŞILAYICI : Turkish Turkish

önleyen

KARŞILAYICI : Turkish Turkish

yerine getiren, yapan