Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KOKONALI : Turkish Turkish

üzerinde kadın motifi bulunan yazma

KOKONALI : Turkish Turkish

kokanalı

KOKOREÇ : Turkish Turkish

şişe sarılarak korda kızartılan, kekikli kuzu bağırsağı

KOKOROZ : Turkish Turkish

mısır

KOKOROZ : Turkish Turkish

sivri uçlu uzun şey

KOKOROZ : Turkish Turkish

çirkin kimse

KOKOROZLANMAK : Turkish Turkish

göz korkutmak, meydan okumak

KOKOŞNİK : Turkish Turkish

us kadınlarının tacı andıran geleneksel saç biçimi

KOKOT, -TU : Turkish Turkish

hafif kadın, aşüfte

KOKOZ : Turkish Turkish

parası olmayan, züğürt

KOKOZLAMAK : Turkish Turkish

parasını tüketmek, parasız kalmak

KOKOZLUK : Turkish Turkish

parasız, züğürt olma durumu

KÖKSAKIZ : Turkish Turkish

lateksli çok yıllık otsu bir bitki

KÖKSAP, -PI : Turkish Turkish

süsende olduğu gibi her yıl kök süren ve yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yeraltı gövdesi

KÖKSEL : Turkish Turkish

kökle ilgili

KÖKSÜ : Turkish Turkish

ciğerotlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm

KÖKSÜZ : Turkish Turkish

kökü olmayan

KÖKSÜZ : Turkish Turkish

temeli, dayanağı ya da gerçekliği olmayan

KÖKTEN : Turkish Turkish

yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan, köklü, °cezri, °radikal

KÖKTEN SÜRME : Turkish Turkish

niteliğini soydan almış

KÖKTENCİ : Turkish Turkish

köktencilikten yana olan, köktencilik yanlısı, °radikal

KÖKTENÇİÇEKLİ : Turkish Turkish

çiçekleri kökten ya da kök yakınından çıkan (bitki)

KÖKTENCİLİK : Turkish Turkish

ilimde, dinde, siyasada kökten yenilikler yapma eğilimi, °radikalizm

KÖKTENCİLİK : Turkish Turkish

ele alınan konunun temel nedenlerine, köklerine dek inen düşünce biçimi, °radikalizm

KÖKTENCİLİK : Turkish Turkish

yaşama biçimlerini, yaşama ilişkilerini eleştirip kökten değiştirme eğiliminde sonuna dek giden görüş