Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
NEŞİR, -ŞRİ : Turkish Turkish

yayım

NESNE : Turkish Turkish

elli bir ağırlığı ve oylumu, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, °şey, °obje

NESNE : Turkish Turkish

öznenin dışında kalan her konu, °obje

NESNE : Turkish Turkish

geçişli eylemi tümleyen yalın ya da belirtme durumunda bulunan tümleç

NESNE ÖBEĞİ : Turkish Turkish

nesneyle ilgili olarak kullanılan sözcüklerin tümü

NESNEL : Turkish Turkish

nesne ile ilgili, nesneye değgin, "öznel" karşıtı

NESNEL : Turkish Turkish

gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, °afaki, °objektif

NESNEL : Turkish Turkish

ireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, °objektif

NESNELCİ : Turkish Turkish

nesnelcilikle ilgili olan

NESNELCİ : Turkish Turkish

nesnelcilik yanlısı olan kimse, °objektivist

NESNELCİLİK : Turkish Turkish

öznel olmayan, yani herkes için geçer, öznenin değil nesnenin gerçekliğine dayanan bilgileri arayan us yolu, °objektivizm

NESNELEŞTİRMEK : Turkish Turkish

nesne durumuna getirmek

NESNELLEŞME : Turkish Turkish

nesnel duruma gelme

NESNELLEŞMEK : Turkish Turkish

nesnel duruma gelmek

NESNELLİK : Turkish Turkish

nesnel olma ya da nesnelerin gerçeğine dayanma durumu

NEŞREDİLME : Turkish Turkish

yayımlanma

NEŞREDİLMEK : Turkish Turkish

yayımlanmak

NEŞREN : Turkish Turkish

yayım yoluyla

NEŞRETME : Turkish Turkish

neşretmek eylemi

NEŞRETMEK : Turkish Turkish

yaymak, dağıtmak, saçmak

NEŞRETMEK : Turkish Turkish

yayımlamak

NEŞRİYAT, -TI : Turkish Turkish

yayın

NEŞTER : Turkish Turkish

kan almak, aşı yapmak ya da küçük apseleri açmak için kullanılan ufak bıçak

NEŞTER VURMAK : Turkish Turkish

kesin bir sonuca ulaşmak amacıyla bir sorunu ele almak

NEŞTERLEME : Turkish Turkish

neşterlemek eylemi