Turkish Turkish
Turkish Turkish
NEYÇE : Turkish Turkish
küçük ney
NEYÇE : Turkish Turkish
dokumacıların kullandığı küçük kamış
NEYE UĞRADIĞINI BİLEMEMEK : Turkish Turkish
ansızın üzücü bir durum karşısında kalmak
NEYİN NESİ (KİMİN FESİ) : Turkish Turkish
"kimdir, nasıl bir kişidir?" anlamında kullanılır
NEYLEYİM : Turkish Turkish
ne yapabilirim, elden ne gelir?
NEYMİŞ : Turkish Turkish
söylendiğine göre, güya
NEYSE : Turkish Turkish
önemi yok, olan oldu
NEYSE : Turkish Turkish
çok şükür, bereket versin
NEYSE : Turkish Turkish
konuyu kapatalım, uzatmayalım, her ne ise
NEYSE NE : Turkish Turkish
ir yere, bir dereceye kadar
NEYZEN : Turkish Turkish
ney üfleyici, ney çalan kimse
NEYZEN BAKIŞLI : Turkish Turkish
oynunu yana çarpıtarak bakan
NEZAFET, -Tİ : Turkish Turkish
temizlik, paklık
NEZAHET, -Tİ : Turkish Turkish
temizlik, ahlak temizliği
NEZAKET KESP ETMEK : Turkish Turkish
nazik bir durum almak
NEZAKET,-Tİ : Turkish Turkish
aşkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, °naziklik
NEZAKET,-Tİ : Turkish Turkish
(bir iş ya da durum için) önemli olma, dikkatli davranmayı gerektirme
NEZAKETEN : Turkish Turkish
ıncelikle, nazik olarak
NEZAKETLİ : Turkish Turkish
ınce, nazik
NEZAKETLİLİK : Turkish Turkish
ınce ve nazik olma durumu, naziklik
NEZAKETSİZ : Turkish Turkish
nazik olmayan
NEZAKETSİZLİK : Turkish Turkish
ınce ve nazik olmama durumu, kabalık
NEZARET ETMEK : Turkish Turkish
denetlemek, bakmak
NEZARET, -Tİ : Turkish Turkish
akma, gözetme
NEZARET, -Tİ : Turkish Turkish
akanlık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani