English To Turkish
PROTOTROPH : English Turkish Medicals
Gelimek için büyüme faktörüne ihtiyacı olmayan canlı
PROTOTYPE : English Turkish Medicals
Esas örnek, ilk numune;
Kendisinden çeşitli türlerin geliştği ilk şekil, türün atası, primitif tür
PROTOVERTEBRA : English Turkish Medicals
Bakınız: Somite
PROTOXIDE : English Turkish Medicals
Protoksit, bir metal oksit serisinde ne az oksijeni olan oksit
PROTOZOA : English Turkish Medicals
Hayvansal hayatın en küçük çeşiid, tek hücreli organizmalar
PROTOZOACIDE : English Turkish Medicals
Protozoerleri yo eden
PROTOZOAL : English Turkish Medicals
Protozoa kolu mikro-organizmalarla ilgili,
Protozoa kolu mikro-organizmaların sebep olduğu
PROTOZOAN : English Turkish Medicals
Protozoa koluna mensup herhangi bir mikro-organizma, protozoon;
Protozoa kolu mikro-organizmalarla ilgiili
PROTOZOIASIS : English Turkish Medicals
Vücudunda protozoer, cinsinden parazit bulunma
PROTOZOOLOGY : English Turkish Medicals
Protozoer bilgisi, tek hücreli hayvanları inceleyen zooloji dalı
PROTOZOON : English Turkish Medicals
Protozoa koluna mensup herhangi bir mikro-organizma
PROTRACT : English Turkish Medicals
Uzatmak, ileriye doğru germek
PROTRACTILE : English Turkish Medicals
Uzayabilir, germekle uzatılabilir
PROTRACTION : English Turkish Medicals
Öne doğru uzanma, ileriye doğru çıkıntı gösterme;
Üst veya alt çene dişlerinin, normale oranla ileriye doğru çıkıntı göstermesi hali
PROTRACTOR : English Turkish Medicals
Yaralardan yabancı çıkarmaya yarayan alet
PROTRIPTYLINE : English Turkish Medicals
Antidepresan
PROTRUSION : English Turkish Medicals
Çıkıntı, çıkık
PROTUBERANCE : English Turkish Medicals
Yumrusu çıkıntı, tümsek, protuberantia
PROVING : English Turkish Medicals
Neticeye ulaşmak için yapılan deney, probe
PROVISIONAL : English Turkish Medicals
Muvakkat, geçici;
İğreti (diş)
PROVITAMIN : English Turkish Medicals
Kendisinden vitamin türeyen madde
PROVOCATION : English Turkish Medicals
Gizli bir hastalığın sun'i olarak uyandırılması, provokasyon
PROVOCATIVE : English Turkish Medicals
Kamçılayan, bir belirtiyi, refleksi, reaksiyonu veya tedavi tesirini ortaya çıkaran
PROXIMAL : English Turkish Medicals
Yakınsal, proksimal (Daha çok, taraflar için kullanılır ve gövdeye yakın anlamındadır), organın bağlanma noktasına yakın, proximalis
PROXIMATE : English Turkish Medicals
Takribi, hemen hemen, en yakın
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani