Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
SUSCITATION : English Turkish Medicals

Canlandırma, dürtme

SUSPECT : English Turkish Medicals

Şüpheli, suspekt

SUSPENDED : English Turkish Medicals

Askıda, muallata

SUSPENSION : English Turkish Medicals

Yerinden kaymış veya sarkmış bir organın diğer bir oluşuma dikişle tesbiti;
Herhangi bir şeyin geçici olarak durması veay kesilmesi;
Bir maddenin sıvı içinde erimeden küçük tanecikler halinde dağılması hali;
Etkili maddenin uygun sıvı içinde erimeden küçük tanecikler halinde dağılmasından oluşan ilaç;
Hastayı omuzlarından çekerek askıya almak, omurgadaki eğrilik v.s. bozuklukları düzeltmek üzere uygulanan bir tedavi yöntemi

SUSPENSOID : English Turkish Medicals

Süspansiyona benzeyen kolloid bir sistem olup içindeki parçacıklar çok küçüktür ve Brown hareketleriyle dibe çökmezler

SUSPENSORIUS : English Turkish Medicals

Asıcı kas, musculus suspensorius

SUSPENSORY : English Turkish Medicals

Süspansuvar:
Kasık bağı;
Haya askısı;
Asıcı, suspensorius

SUSPIRIOUS : English Turkish Medicals

Ağır teneffüs eden

SUSTENTACULAR : English Turkish Medicals

Asıcı, tutucu, destek oluşturan

SUSTENTACULUM : English Turkish Medicals

(Sustentaculi). Destekbağ

SUSTENTATION : English Turkish Medicals

Besleme, kuvvet verme

SUSURRUS : English Turkish Medicals

Kalp v.s.'yi dinlerken işitilen normal veya anormal uğultu, sufl

SUTURA : English Turkish Medicals

(suturae). Bakınız: suture

SUTURAL : English Turkish Medicals

Sütüre ait

SUTURATION : English Turkish Medicals

Dikme, dikiş

SUTURE : English Turkish Medicals

Yara kenarlarının dikiş ile birleştirilmesi;
Bu kenarları birleştiren dikiş;
Kafa kemiklerinin dikişe benzeyen ekyeri, sütür, sutura;
dikmek, sütür koymak

SUXAMETHONIUM : English Turkish Medicals

Küçük cerrahi girişimlerde kullanılan bir adale gevşetici

SWAB : English Turkish Medicals

İlaç veya yağ sürmeğe veya yara temizlemeğe mahsus sünger v.s. parçası, porte-coton

SWALLOW : English Turkish Medicals

Yutmak;
Yudum, yutma

SWALLOWING : English Turkish Medicals

Yutma, gıda maddesinin, yutak ve yemek borusu aracılığıyla ağızdan mideye geçmesi

SWEAT : English Turkish Medicals

Ter;
Terlemek

SWEAT. : English Turkish Medicals

Ter;
Terlemek

SWEATING : English Turkish Medicals

Terleme

SWEATY : English Turkish Medicals

Terleme gösteren, terli;
Terletici;
Tere benzer, ter gibi

SWEENY : English Turkish Medicals

Atın omuz kaslarının atrofisi