Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

CLOSE UP : English Turkish Redhouse

kapatmak; kapanmak.
birbirine yaklaşmak

CLOSE-FISTED : English Turkish Redhouse

close-fist.edklos'fîs'tîd sıfat cimri, eli sıkı

CLOSE-FITTING : English Turkish Redhouse

close-fit.tingklos'fît'îng sıfat dar, üste oturan (giysi)

CLOSE-MOUTHED : English Turkish Redhouse

close-mouthedklos'maudhd' sıfat sıkı ağızlı, ağzı sıkı

CLOSED : English Turkish Redhouse

closedklozd sıfat kapalı

CLOSED CIRCUIT : English Turkish Redhouse

elektrikkapalı devre

CLOSED SEASON : English Turkish Redhouse

avlanmanın yasak olduğu mevsim

CLOSED SHOP : English Turkish Redhouse

yalnız sendika üyelerini çalıştıran fabrika

CLOSET : English Turkish Redhouse

clos.etklaz'ît isim (gardırop işlevi gören sandık odası gibi) gömme dolap, yüklük. sıfat, konuşma dili gizli, gizli tutulan; aleni olmayan. fiil bakınız be closeted with

CLOSET COMMUNIST : English Turkish Redhouse

gizli komünist

CLOSET HOMOSEXUAL : English Turkish Redhouse

gizli homoseksüel

CLOT : English Turkish Redhouse

clotklat isim pıhtı. fiil (clotted, clotting)
pıhtılaşmak; top top olmak; (süt) kesilmek.
pıhtılaştırmak

CLOTH : English Turkish Redhouse

clothklôth isim kumaş, bez, örtü

CLOTHE : English Turkish Redhouse

clotheklodh fiil (clothed/clad)
giydirmek.
üstünü örtmek, kaplamak

CLOTHES : English Turkish Redhouse

clotheskloz, klodhz isim, çoğul giysiler, elbiseler

CLOTHES BASKET : English Turkish Redhouse

çamaşır sepeti

CLOTHES MOTH : English Turkish Redhouse

elbise güvesi

CLOTHES-PEG : English Turkish Redhouse

clothes-pegisim, İngiliz İngilizcesi çamaşır mandalı

CLOTHESHORSE : English Turkish Redhouse

clotheshorseisim çamaşır askısı

CLOTHESLINE : English Turkish Redhouse

clotheslineisim çamaşır ipi

CLOTHESPIN : English Turkish Redhouse

clothes.pinisim mandal

CLOTHING : English Turkish Redhouse

cloth.ingklo'dhîng isim giyim eşyası, giysiler, elbiseler

CLOUD : English Turkish Redhouse

cloudklaud isim
bulut.
duman veya toz bulutu.
leke. fiil
bulutla kaplamak, karartmak, örtmek; bulutlanmak, kararmak.
gölgelemek.
lekelemek.
şüphe altında bırakmak

CLOUD-CAPPED : English Turkish Redhouse

cloud-cappedsıfat bulutlu, bulutlarla kaplı (dağ tepesi)

CLOUDBURST : English Turkish Redhouse

cloud.burstisim sağanak