English To Turkish
CLERIC : English Turkish Redhouse
cler.ickler'îk isim papaz
CLERICAL : English Turkish Redhouse
cler.i.calkler'îkıl sıfat
sekretere ait, sekreterlik.
papaza ait
CLERK : English Turkish Redhouse
clerkklırk, [İngiliz İngilizcesi] klark isim
tezgâhtar.
sekreter
CLEVER : English Turkish Redhouse
clev.erklev'ır sıfat
akıllı.
zeki.
becerikli
CLEVERLY : English Turkish Redhouse
clev.er.lyzarf akıllıca, zekice
CLEVERNESS : English Turkish Redhouse
clev.er.nessisim
akıllılık.
beceriklilik
CLEW : English Turkish Redhouse
clewklu isim bakınız clue
CLICHÉ : English Turkish Redhouse
cli.chéklişey' isim
klişe, basmakalıp söz.
matbaacılık klişe
CLICK : English Turkish Redhouse
clickklîk isim çıt, çıtırtı, tıkırtı. fiil
çıtırdamak.
tıkırdamak.
bilgisayar fareye (mouse) tıklamak
CLIENT : English Turkish Redhouse
cli.entklay'ınt isim
müvekkil.
müşteri
CLIENTELE : English Turkish Redhouse
cli.en.teleklayıntel' isim
müvekkiller.
müşteriler
CLIFF : English Turkish Redhouse
cliffklîf isim uçurum, sarp kayalık
CLIMATE : English Turkish Redhouse
cli.mateklay'mît isim iklim, hava
CLIMAX : English Turkish Redhouse
cli.maxklay'mäks isim
doruk, zirve.
doruk noktası.
orgazm. fiil doruğa ulaşmak; doruğa ulaştırmak
CLIMB : English Turkish Redhouse
climbklaym fiil
tırmanmak.
çıkmak. isim
tırmanacak yer.
tırmanış, tırmanma
CLIMB DOWN : English Turkish Redhouse
inmek
CLIMBER : English Turkish Redhouse
climb.erklay'mır isim
tırmanıcı sarmaşık.
konuşma dili toplumda yükselmek isteyen kimse
CLINCH : English Turkish Redhouse
clinchklînç fiil
perçinlemek.
sağlama bağlamak.
boks birbirine sarılmak. isim
perçinleme.
boks birbirine sarılma.
perçinlenmiş çivi
CLING : English Turkish Redhouse
clingklîng fiil (clung)
yapışmak, sıkıca sarılmak, tutunmak.
yakınında olmak.
(hatıra v.b.'ne) bağlı olmak
CLINIC : English Turkish Redhouse
clin.icklîn'îk isim klinik
CLINICAL : English Turkish Redhouse
clin.i.calsıfat klinikle ilgili, klinik
CLINK : English Turkish Redhouse
clinkklîngk fiil
şıngırdamak; şıngırdatmak.
(bardak, kadeh) tokuşturmak. isim
şıngırtı.
tokuşturma
CLIP : English Turkish Redhouse
clipklîp fiil (clipped, clipping)
kırkmak.
kırpmak.
uçlarını kesmek.
konuşma dili hızla gitmek.
(gazete, dergi v.b.'nden) kupür kesmek. isim
kırkma.
kırpma.
kesme.
konuşma dili hız, sürat
CLIP SOMEONE'S WINGS : English Turkish Redhouse
(ceza olarak) birinin hareket alanını sınırlamak
CLIPPER : English Turkish Redhouse
clip.perklîp'ır isim
çoğul (saç, tırnak, çim kesmek için) makas.
tekil hızlı bir yelkenli gemi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani