English To Turkish
CLARINET : English Turkish Redhouse
clar.i.netklerınet' isim, müzik klarnet
CLARINETIST : English Turkish Redhouse
clar.i.net.istisim klarnetçi
CLARITY : English Turkish Redhouse
clar.i.tykler'ıti isim açıklık, vuzuh, berraklık
CLASH : English Turkish Redhouse
clashkläş fiil
(madeni şeyler) birbirine çarpmak; (madeni şeyleri) birbirine çarpmak.
çarpışmak, çatışmak, çarpışıp savaşmak; dövüşmek.
mücadeleye girişmek; birbiriyle mücadele etmek.
birbiriyle iyi gitmemek, yakışmamak; with ile iyi gitmemek,
e yakışmamak.
aynı zamana rastlamak; çatışmak; with ile çatışmak. isim
çarpışma, çatışma.
birbirine çarpan madeni şeylerin çıkardığı ses
CLASP : English Turkish Redhouse
claspkläsp isim
toka, kopça.
kucaklama, sarılma. fiil
toka ile tutturmak, kopçalamak.
kucaklamak, sarılmak
CLASP KNIFE : English Turkish Redhouse
üyük çakı, sustalı bıçak
CLASS : English Turkish Redhouse
classkläs isim
sınıf, tabaka, zümre.
kast.
çeşit, tür.
takım, grup.
sınıf; ders
CLASSIC : English Turkish Redhouse
clas.sickläs'îk sıfat klasik. isim klasik eser, klasik
CLASSICAL : English Turkish Redhouse
clas.si.calkläs'îkıl sıfat klasik
CLASSIFICATION : English Turkish Redhouse
classificationisim
sınıflama, bölümleme.
kategori, sınıf
CLASSIFIED ADVERTISEMENTS : English Turkish Redhouse
küçük ilanlar
CLASSIFY : English Turkish Redhouse
clas.si.fykläs'ıfay fiil sınıflara ayırmak, sınıflamak, bölümlemek, tasnif etmek
CLASSMATE : English Turkish Redhouse
class.matekläs'meyt isim sınıf arkadaşı
CLASSROOM : English Turkish Redhouse
class.roomkläs'rum isim sınıf, dershane, derslik
CLATTER : English Turkish Redhouse
clat.terklät'ır fiil takırdatmak, çatırdatmak; takırdamak. isim patırtı, takırtı, gürültü
CLAUSE : English Turkish Redhouse
clauseklôz isim
madde, bent, hüküm, fıkra, şart.
dilbilgisi cümle veya yancümle ya da bazı geçmiş zaman sıfatfiilleri gibi bir özne ve ona ait bir fiilden oluşan kelime grubu
CLAVICLE : English Turkish Redhouse
clav.i.clekläv'ıkıl isim köprücükkemiği, köprücük
CLAW : English Turkish Redhouse
clawklô isim pençe, tırnak. fiil yırtmak, tırmalamak, pençe atmak
CLAW HAMMER : English Turkish Redhouse
domuz tırnağı çekiç
CLAY : English Turkish Redhouse
claykley isim kil, balçık
CLEAN : English Turkish Redhouse
cleanklin sıfat
temiz, pak.
halis, saf, arı.
kusursuz.
engelsiz, açık.
masum, temiz ahlaklı.
yenebilir (av eti v.b.).
düzgün, biçimli. fiil temizlemek, paklamak, arıtmak; temizlenmek, paklanmak, arınmak. zarf tamamen, bütünüyle
CLEAN OUT : English Turkish Redhouse
temizlemek
CLEAN UP : English Turkish Redhouse
temizlemek
CLEANER : English Turkish Redhouse
clean.erklin'ır isim
temizlikçi.
temizleyici madde
CLEANLINESS : English Turkish Redhouse
clean.li.nessklen'lînıs isim temizlik
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani