Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CUPIDITY : English Turkish Redhouse

cu.pid.i.tykyupîd'ıti isim hırs, tamah, açgözlülük

CUPOLA : English Turkish Redhouse

cu.po.lakyu'pılı isim
ufak kubbe.
döküm ocağı

CUR : English Turkish Redhouse

curkır isim
sokak köpeği, it.
it herif, it

CURABLE : English Turkish Redhouse

cur.a.blekyûr'ıbıl sıfat tedavi edilebilir, iyileşebilir

CURATE : English Turkish Redhouse

cu.ratekyûr'ît isim staqyer papaz

CURATOR : English Turkish Redhouse

cu.ra.torkyûrey'tır isim müze/kütüphane müdürü

CURB : English Turkish Redhouse

curbkırb isim
kaldırımın kenar taşı.
engel, fren.
suluk, gem zinciri. fiil tutmak, zaptetmek, frenlemek, hâkim olmak, yenmek, durdurmak

CURD : English Turkish Redhouse

curdkırd isim kesmik

CURD CHEESE : English Turkish Redhouse

lor peyniri, lor

CURDLE : English Turkish Redhouse

cur.dlekır'dıl fiil pıhtılaştırmak; pıhtılaşmak, kesilmek

CURDLE ONE'S BLOOD : English Turkish Redhouse

dehşete düşürmek, kanını dondurmak

CURE : English Turkish Redhouse

curekyûr fiil
iyileştirmek, tedavi etmek, sağaltmak, şifa vermek.
e çözüm getirmek,
e çare bulmak.
tütsülemek; tuzlamak; kurutmak

CURFEW : English Turkish Redhouse

cur.fewkır'fyu isim sokağa çıkma yasağı

CURIOSITY : English Turkish Redhouse

cu.ri.os.i.tykyûriyas'ıti isim
merak.
nadir şey, tuhaf şey

CURIOSITY SHOP : English Turkish Redhouse

hediyelik eşya dükkânı

CURIOUS : English Turkish Redhouse

cu.ri.ouskyûr'iyıs sıfat
meraklı.
acayip, tuhaf, garip

CURL : English Turkish Redhouse

curlkırl isim
kıvrım, büklüm.
bukle, lüle. fiil kıvırmak, bukle yapmak, bükmek; kıvrılmak, bükülmek

CURL ONE'S HAIR : English Turkish Redhouse

saçını kıvırmak.
konuşma dili yüreğini oynatmak, korkutmak

CURL UP : English Turkish Redhouse

kıvrılmak

CURLER : English Turkish Redhouse

curlerisim bigudi

CURLING IRON : English Turkish Redhouse

saç maşası

CURLY : English Turkish Redhouse

curlysıfat kıvırcık, kıvır kıvır

CURRANT : English Turkish Redhouse

cur.rantkır'ınt isim
kuşüzümü.
frenküzümü

CURRENCY : English Turkish Redhouse

cur.ren.cykır'ınsi isim
para, nakit, nakit para.
sürüm, geçerlik, tedavül, revaç

CURRENT : English Turkish Redhouse

cur.rentkır'ınt isim cereyan, akım, akıntı