Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DISCOVERY : English Turkish Redhouse

dis.cov.eryisim keşif, buluş, bulgu; meydana çıkarma

DISCREDIT : English Turkish Redhouse

dis.cred.itdîskred'ît isim
itibarsızlık.
güvensizlik, itimatsızlık, şüphe. fiil
itibardan düşürmek, gözden düşürmek.
şüpheye düşürmek, güvenini sarsmak.
inanmamak

DISCREET : English Turkish Redhouse

dis.creetdîskrit' sıfat denli, tedbirli; ağzı sıkı, ağzından çıkana dikkat eden

DISCREPANCY : English Turkish Redhouse

dis.crep.an.cydîskrep'ınsi isim
farklılık, ayrılık; fark, ayrım.
çelişme, tutarsızlık.
muhasebecilik fark, uyuşmazlık

DISCRETE : English Turkish Redhouse

dis.cretedîskrit' sıfat ayrı, farklı

DISCRETION : English Turkish Redhouse

dis.cre.tiondîskreş'ın isim
sağduyu.
ağız sıkılığı.
takdir yetkisi

DISCRETIONARY : English Turkish Redhouse

dis.cre.tion.arysıfat isteğe bağlı, ihtiyari

DISCRIMINATE : English Turkish Redhouse

dis.crim.i.natedîskrîm'ıneyt fiil
ayırt etmek, ayırmak: He can't discriminate good books from bad. İyi kitapları kötülerinden ayırt edemez.
fark gözetmek, ayrı tutmak, ayırım yapmak: That company discriminates on the basis of sex. O şirket cinsiyet ayırımı yapıyor

DISCRIMINATE AGAINST : English Turkish Redhouse

-e karşı ayırım yapmak

DISCRIMINATING : English Turkish Redhouse

dis.crim.i.nat.ingdîskrîm'ıneytîng sıfat
ayırt eden, ayıran.
zevk sahibi.
titiz, zor beğenen

DISCRIMINATION : English Turkish Redhouse

dis.crim.i.na.tiondîskrîmıney'şın isim
ayırt etme, ayırım.
fark gözetme, ayırım yapma.
zevk, beğeni, güzeli çirkinden ayırabilme yetisi

DISCUS : English Turkish Redhouse

dis.cusdîs'kıs isim, spor (discuses/disci)
disk.
disk atma

DISCUS THROWER : English Turkish Redhouse

spordiskçi

DISCUSS : English Turkish Redhouse

dis.cussdîsk^s' fiil
görüşmek, tartışmak.
den söz etmek,
i ele almak

DISCUSSION : English Turkish Redhouse

dis.cus.siondîsk^ş'ın isim görüşme, tartışma

DISDAIN : English Turkish Redhouse

dis.daindîsdeyn' isim küçük görme, tepeden bakma, hor görme. fiil küçük görmek, tepeden bakmak, hor görmek

DISDAIN TO DO SOMETHING : English Turkish Redhouse

ir şey yapmaya tenezzül etmemek

DISDAINFUL : English Turkish Redhouse

dis.dain.fulsıfat bakınız be disdainful of something

DISEASE : English Turkish Redhouse

dis.easedîziz' isim hastalık, sayrılık, illet

DISEASED : English Turkish Redhouse

dis.easeddîzizd' sıfat hasta, sayrı; hastalıklı

DISEMBARK : English Turkish Redhouse

dis.em.barkdîsembark' fiil karaya çıkarmak/çıkmak

DISENCHANT : English Turkish Redhouse

dis.en.chantdîsençänt' fiil gözünü açmak

DISENCHANTMENT : English Turkish Redhouse

dis.en.chant.mentisim gözünü açma

DISENGAGE : English Turkish Redhouse

dis.en.gagedîsengeyc' fiil
ilgisini kesmek, bağlantısını kesmek.
salıvermek, serbest bırakmak.
(askerleri) savaş alanından çekmek

DISENGAGED : English Turkish Redhouse

dis.en.gagedsıfat serbest, bağlantısız