Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
FOURSQUARE : English Turkish Redhouse

four.sjuaresıfat cesur, güvenilir ve inançlı

FOURTEEN : English Turkish Redhouse

four.teenfôr'tin' sıfat on dört. isim on dört, on dört rakamı (30, XIV)

FOURTH : English Turkish Redhouse

fourthfôrth sıfat, isim
dördüncü.
dörtte bir

FOWL : English Turkish Redhouse

fowlfaul isim (fowl/fowls)
kuş; kümes hayvanı.
tavuk, hindi veya ördek eti

FOWLING PIECE : English Turkish Redhouse

av tüfeği

FOX : English Turkish Redhouse

foxfaks isim
tilki.
tilki kürkü.
kurnaz kimse, tilki. fiil aldatmak

FOXGLOVE : English Turkish Redhouse

fox.glovefaks'gl^v isim yüksükotu

FOXY : English Turkish Redhouse

fox.yfak'si sıfat tilki gibi, kurnaz

FOYER : English Turkish Redhouse

foy.erfoy'ır isim fuaye

FRACAS : English Turkish Redhouse

fra.casfrey'kıs isim arbede; gürültülü kavga; dalaş

FRACTION : English Turkish Redhouse

frac.tionfräk'şın isim
matematik kesir.
(bir şeyden) küçük bir parça

FRACTIOUS : English Turkish Redhouse

frac.tiousfräk'şıs sıfat huysuz, aksi

FRACTURE : English Turkish Redhouse

frac.turefräk'çır isim
kırma; kırılma.
kırık, bir şeyin kırılan yeri

FRAGILE : English Turkish Redhouse

frag.ilefräc'ıl sıfat kolay kırılan, kırılgan

FRAGILITY : English Turkish Redhouse

fra.gil.i.tyfrıcîl'ıti isim
kolay kırılma, kırılganlık.
naziklik

FRAGMENT : English Turkish Redhouse

frag.mentfräg'mınt isim kırık parça, kırık

FRAGRANCE : English Turkish Redhouse

fra.grancefrey'grıns isim güzel koku

FRAGRANT : English Turkish Redhouse

fra.grantfrey'grınt sıfat güzel kokulu, mis kokulu

FRAIL : English Turkish Redhouse

frailfreyl sıfat
ince ve zayıf nahif; ince ve güçsüz; hafif ve kırılgan.
zayıf (umut, şans v.b.)

FRAILTY : English Turkish Redhouse

frail.tyisim
ince ve zayıf nahif olma; ince ve güçsüz olma; hafif ve kırılgan olma.
(umut, şans v.b.'nde) zayıflık.
zaaf, irade zayıflığı

FRAME : English Turkish Redhouse

framefreym isim
çerçeve; (pencere, kapıya ait) kasa; telaro.
(binaya ait) iskelet, karkas.
(vücuda ait) bünye, yapı.
(otomobil, kamyon v.b.'nde) şasi.
sinema kare, resim

FRAME OF MIND : English Turkish Redhouse

(ruhi) hal, durum: I left him in a cheerful frame of mind. Onu neşeli bir halde bıraktım

FRAME-UP : English Turkish Redhouse

frame-upisim, argo suçu (aslında suçsuz olan birine) yıkma, kumpas kurma, kumpas, tuzak

FRAMEWORK : English Turkish Redhouse

frame.workisim (binaya ait) iskelet, karkas

FRAMING : English Turkish Redhouse

fram.ingfrey'mîng isim (binaya ait) iskelet, karkas