English To Turkish
LAY ON : English Turkish Redhouse
üzerine atılmak, saldırmak.
üstüne sürmek
LAY ONE'S CARDS ON THE TABLE : English Turkish Redhouse
konuşma diline düşündüğünü açıkça söylemek
LAY ONE'S HAND ON : English Turkish Redhouse
-i bulmak
LAY ONE'S HANDS ON : English Turkish Redhouse
(cezalandırmak veya dövmek için) yakalamak, ele geçirmek.
e sahip olmak,
i elde etmek.
i bulmak
LAY OPEN : English Turkish Redhouse
açmak, açıklamak.
kesip içini açmak
LAY OUT : English Turkish Redhouse
sermek.
sergilemek.
ölüyü gömülmeye hazırlamak.
harcamak.
tasarlamak
LAY SIEGE TO : English Turkish Redhouse
-i kuşaltma altına almak;
i kulaştma altında tutmak
LAY SOMEONE TO REST : English Turkish Redhouse
irini gömmek/defnetmek
LAY STRESS ON : English Turkish Redhouse
-i vurgulamak
LAY THE GROUNDWORK FOR : English Turkish Redhouse
(bir iş için) ön hazırlık yapmak
LAY TO REST : English Turkish Redhouse
gömmek, defnetmek.
gidermek, son vermek
LAY UP : English Turkish Redhouse
iriktirmek, toplamak, saklamak
LAY WASTE : English Turkish Redhouse
yakıp yıkmak; tahrip etmek, harap etmek, kasıp kavurmak; viraneye çevirmek
LAYER : English Turkish Redhouse
lay.erley'ır isim
kat, tabaka.
botanik daldırma, daldırma yöntemiyle daldırılan dal
LAYER CAKE : English Turkish Redhouse
kat kat kremalı pasta
LAYERING : English Turkish Redhouse
lay.er.ingley'ırîng isim, botanik daldırma
LAYMAN : English Turkish Redhouse
lay.manley'mın isim (laymen)
papaz veya rahip sınıfından olmayan erkek.
bir meslek veya ilmin yabancısı
LAYOFF : English Turkish Redhouse
lay.offley'ôf isim işçilerin geçici olarak işten çıkarılması
LAYOVER : English Turkish Redhouse
lay.o.verley'ovır isim (uçak, otobüs, gemi veya trenle yolculuk ederken) (bir yerde) bekleme; konaklama
LAYPERSON : English Turkish Redhouse
lay.per.sonley'pırsın isim (laypeople)
papaz, rahip veya rahibe sınıfından olmayan Hristiyan.
bir meslek veya ilmin yabancısı
LAYWOMAN : English Turkish Redhouse
lay.wom.anley'wûmın isim (laywomen)
papaz veya rahibe sınıfından olmayan kadın.
bir meslek veya ilmin yabancısı olan kadın
LAZINESS : English Turkish Redhouse
la.zi.nessisim tembellik, haylazlık; miskinlik, uyuşukluk
LAZY : English Turkish Redhouse
la.zyley'zi sıfat tembel, haylaz; miskin, uyuşuk
LAZY SUSAN : English Turkish Redhouse
döner tepsi
LAZYBONES : English Turkish Redhouse
la.zy.bonesisim tembel kimse
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani