Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PUSTULE : English Turkish Redhouse

pus.tulep^s'çul, p^s'tyul isim sivilce; irinli kesecik

PUT : English Turkish Redhouse

putpût fiil (put, putting) koymak, yerleştirmek

PUT A BOLD FACE ON : English Turkish Redhouse

(zor bir durum) karşısında cesaret göstermek

PUT A CALL THROUGH : English Turkish Redhouse

telefon etmek

PUT A CRIMP IN : English Turkish Redhouse

konuşma diliengel olmak

PUT A FLEA IN ONE'S EAR : English Turkish Redhouse

ihtar etmek, kulağını bükmek

PUT A SPOKE IN SOMEONE'S WHEEL : English Turkish Redhouse

irini engellemek, birinin tekerine çomak/taş koymak

PUT A STOP TO : English Turkish Redhouse

-e son vermek

PUT A WHAMMY ON SOMEONE : English Turkish Redhouse

irine uğursuzluk getiren bir büyü yapmak

PUT ABOUT : English Turkish Redhouse

(gemi) yön değiştirmek.
(geminin) başını çevirmek

PUT ACROSS : English Turkish Redhouse

konuşma dili
etkili bir şekilde iletmek/anlatmak/açıklamak/söylemek.
i yutturmak.
kabul ettirmek

PUT AN ANIMAL OUT OF ITS MISERY : English Turkish Redhouse

hayvanı öldürerek acılarına son vermek

PUT AN ANIMAL TO SLEEP : English Turkish Redhouse

hayvanı iğneyle verilen ilaçla öldürmek

PUT AN EMBARGO ON : English Turkish Redhouse

-e ambargo koymak

PUT AN END TO : English Turkish Redhouse

-e son vermek

PUT AWAY : English Turkish Redhouse

ortadan kaldırmak, saklamak.
tımarhaneye kapamak.
içeri atmak, hapse atmak.
(bir hayvanı) merhametten dolayı öldürmek.
(yemeği) mideye indirmek, götürmek; (içeceği) yuvarlamak, götürmek

PUT BACK : English Turkish Redhouse

geri koymak.
eski yerine koymak.
ilerlemesine engel olmak.
reddetmek.
denizcilikle ilgili yoldan geri dönmek

PUT BY : English Turkish Redhouse

ilerisi için saklamak

PUT DOWN : English Turkish Redhouse

aşağı koymak, yere koymak, indirmek.
(isyan v.b.'ni) bastırmak.
kaydetmek, yazmak.
argo küçümsemek; küçük düşürmek

PUT FORTH : English Turkish Redhouse

(yaprak, çiçek, filiz v.b.'ni) vermek.
ileri sürmek.
çıkarmak, yayımlamak

PUT FORWARD : English Turkish Redhouse

önermek, ileri sürmek.
(saati) ileri almak

PUT IN : English Turkish Redhouse

içeri koymak, sokmak.
arzetmek.
takmak.
limana girmek.
(bir iş için) (zaman) harcamak

PUT IN A GOOD WORD FOR SOMEONE : English Turkish Redhouse

iri için iyi şeyler söylemek

PUT IN AN APPEARANCE : English Turkish Redhouse

kısa bir süre kalıp gitmek, görünmek

PUT IN ONE'S TWO CENTS WORTH : English Turkish Redhouse

fikrini söylemek, görüşünü belirtmek