Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PUT SOMEONE TO SHAME : English Turkish Redhouse

birini utandırmak/mahcup etmek; birini rezil etmek.
birini gölgede bırakmak

PUT SOMEONE TO SLEEP : English Turkish Redhouse

irini uyutmak; birine uyku vermek

PUT SOMEONE TO THE TEST : English Turkish Redhouse

irini zora koşmak

PUT SOMEONE UNDER ARREST : English Turkish Redhouse

tutuklamak

PUT SOMEONE UP TO : English Turkish Redhouse

irini (kötü bir şey yapmaya) ikna etmek

PUT SOMEONE WISE TO : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini (birinden/bir şeyden) haberdar etmek; birine (bir şeyi) çaktırmak

PUT SOMEONE'S NOSE OUT OF JOINT : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirini gücendirmek

PUT SOMETHING BACK : English Turkish Redhouse

bir şeyi yerine koymak.
bir şeyi geciktirmek

PUT SOMETHING BY : English Turkish Redhouse

ir şeyi saklamak, bir şeyi bir kenara koymak

PUT SOMETHING IN SOMEONE'S MIND : English Turkish Redhouse

ir şeyi birinin aklına koymak

PUT SOMETHING IN STORAGE : English Turkish Redhouse

ir şeyi depoya koymak

PUT SOMETHING IN THE SHADE : English Turkish Redhouse

irini/bir şeyi gölgede bırakmak

PUT SOMETHING ON THE BACK BURNER : English Turkish Redhouse

konuşma dilibir şeyi şimdilik askıya almak

PUT SOMETHING OUT OF ONE'S HEAD : English Turkish Redhouse

ir şeyi unutmak/unutturmak

QUAFF : English Turkish Redhouse

juaffkwaf, kwäf fiil içmek, kana kana içmek. isim içim

QUAGMIRE : English Turkish Redhouse

juag.mirekwäg'mayr isim batak, bataklık

QUAIL : English Turkish Redhouse

juailkweyl isim bıldırcın

QUAINT : English Turkish Redhouse

juaintkweynt sıfat antika, yabansı, acayip, tuhaf

QUAINTLY : English Turkish Redhouse

juaint.lyzarf acayip bir şekilde

QUAINTNESS : English Turkish Redhouse

juaint.nessisim antikalık, acayiplik, tuhaflık

QUAKE : English Turkish Redhouse

juakekweyk fiil
titremek.
sarsılmak

QUAKER : English Turkish Redhouse

Quak.erkwey'kır isim bir Protestan tarikatı üyesi, Kuveykır

QUALIFICATION : English Turkish Redhouse

jual.i.fi.ca.tionkwalıfıkey'şın isim
nitelik, özellik: He has all the qualifications. Bütün niteliklere sahip.
şart, kayıt: with many jualifications birçok şartlarla.
dilbilgisi niteleme

QUALIFIED : English Turkish Redhouse

jual.i.fiedkwal'ıfayd sıfat
kalifiye, nitelikli, vasıflı, ehliyetli: a qualified worker kalifiye bir işçi.
ehliyetli, ehliyeti olan: a jualified driver ehliyetli bir şoför.
şartlı, kısıtlı, sınırlı

QUALIFY : English Turkish Redhouse

jual.i.fykwal'ıfay fiil
hak kazanmak, ehliyet kazanmak; hak kazandırmak.
kısıtlamak, sınırlandırmak.
nitelendirmek.
hafifletmek.
dilbilgisi nitelemek