Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
RAPID : English Turkish Redhouse

ap.idräp'îd sıfat çabuk, hızlı, tez, süratli

RAPIDITY : English Turkish Redhouse

a.pid.i.tyrıpîd'ıti isim hız, sürat

RAPIDLY : English Turkish Redhouse

a.pid.lyzarf hızla, süratle

RAPIDS : English Turkish Redhouse

ap.idsisim, çoğul bir akarsuyun hızla akan türbülanslı kısımları

RAPIST : English Turkish Redhouse

ap.istrey'pîst isim tecavüz eden adam

RAPPROCHEMENT : English Turkish Redhouse

ap.proche.menträprôşman' isim uzlaşma

RAPT : English Turkish Redhouse

apträpt sıfat
kendinden geçmiş.
çok dalmış

RAPTURE : English Turkish Redhouse

ap.tureräp'çır isim kendinden geçme, aşırı sevinç

RARE : English Turkish Redhouse

arerer sıfat nadir, az bulunur

RARELY : English Turkish Redhouse

are.lyzarf nadiren

RARITY : English Turkish Redhouse

ar.i.tyrer'ıti isim
nadirlik, seyreklik.
nadir şey

RASCAL : English Turkish Redhouse

as.calräs'kıl isim yaramaz; kerata

RASE : English Turkish Redhouse

asereyz fiil bakınız raze

RASH : English Turkish Redhouse

ashräş sıfat fazla aceleci, atılgan

RASP : English Turkish Redhouse

aspräsp fiil raspalamak, eğelemek, törpülemek. isim
raspa, eğe, (iri dişli) törpü.
(törpü sesine benzeyen) kulak tırmalayıcı ses

RASPBERRY : English Turkish Redhouse

asp.ber.ryräz'beri isim ahududu, ağaççileği, frambuaz

RASPING : English Turkish Redhouse

asp.ingsıfat kulak tırmalayıcı, rahatsız eden (ses)

RASPY : English Turkish Redhouse

asp.ysıfat kulak tırmalayıcı, rahatsız eden (ses)

RAT : English Turkish Redhouse

aträt isim sıçan. fiil (ratted, ratting) argoon
i gammazlamak

RAT RACE : English Turkish Redhouse

argokeşmekeş, koşuşturma

RATCHET : English Turkish Redhouse

atch.eträç'ît isim
(mandallı çark için) mandal, cırcır.
mandallı çark, cırcırlı makara

RATE : English Turkish Redhouse

atereyt isim
oran, nispet; sıklık: death rate ölüm oranı. rate of interest faiz oranı.
değer, fiyat, ücret: hourly rate saat başına ücret.
hız, sürat.
sınıf, çeşit.
İngiliz İngilizcesi emlak vergisi oranı.
İngiliz İngilizcesi emlak vergisi. fiil
değer biçmek.
saymak, farzetmek, olarak görmek.
among
den biri sayılmak.
değerlendirmek.
sınıflandırmak.
konuşma dili hak etmek

RATE OF EXCHANGE : English Turkish Redhouse

kur, döviz kuru

RATE OF INTEREST : English Turkish Redhouse

faiz oranı

RATHER : English Turkish Redhouse

ath.errädh'ır, ra'dhır zarf
mektense: I decided to visit a friend rather than go home. Eve gitmektense bir arkadaşı ziyaret etmeye karar verdim.
den ziyade,
den çok: This place is rather like a museum than a home. Burası, evden ziyade müzeye benziyor.
oldukça, epeyce, bir hayli: He's getting along rather well with his fellow workers. İş arkadaşlarıyla oldukça iyi geçiniyor.
daha doğrusu.
tersine, aksine