Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

SCUTARI : English Turkish Redhouse

Scu.ta.risku'tıri isim, tarih (İstanbul'daki) Üsküdar

SCUTTLE : English Turkish Redhouse

scut.tlesk^t'ıl fiil hızla koşmak, seğirtmek. isim seğirtme, hızla gitme

SCYTHE : English Turkish Redhouse

scythesaydh isim tırpan. fiil tırpanla biçmek, tırpanlamak

SEA : English Turkish Redhouse

seasi isim
deniz, derya.
dalga

SEA BREEZE : English Turkish Redhouse

denizden esen rüzgâr, imbat

SEA FOAM : English Turkish Redhouse

denizköpüğü, lületaşı

SEA GULL : English Turkish Redhouse

martı

SEA HORSE : English Turkish Redhouse

denizatı

SEA LEGS : English Turkish Redhouse

fırtınalı havalarda güvertede dolaşabilme becerisi

SEA LEVEL : English Turkish Redhouse

deniz seviyesi

SEA OF FACES : English Turkish Redhouse

insan kalabalığı

SEA URCHIN : English Turkish Redhouse

denizkestanesi

SEABOARD : English Turkish Redhouse

sea.boardsi'bôrd isim sahil, kıyı, yalı boyu. sıfat kıyıya yakın

SEACOAST : English Turkish Redhouse

sea.coastsi'kost isim deniz kıyısı, sahil

SEAFARER : English Turkish Redhouse

sea.far.ersi'ferır isim gemici

SEAFARING : English Turkish Redhouse

sea.far.ingsi'ferîng sıfat
denizcilikle uğraşan.
deniz yoluyla seyahat eden. isim
deniz yolculuğu.
denizcilik

SEAFRONT : English Turkish Redhouse

isimsahil

SEAL : English Turkish Redhouse

sealsil isim fok, ayıbalığı. fiil fok avlamak

SEAM : English Turkish Redhouse

seamsim isim
dikiş yeri.
iki tahtanın yan yana birleştiği çizgi, bağlantı yeri

SEAMAN : English Turkish Redhouse

sea.mansi'mın isim (seamen)
denizci, gemici.
deniz eri

SEAMSTRESS : English Turkish Redhouse

seam.stresssim'strîs isim kadın terzi

SEAMY : English Turkish Redhouse

seam.ysi'mi sıfat
dikişli.
çirkin görünüşlü, biçimsiz

SEAPORT : English Turkish Redhouse

sea.portsi'pôrt isim liman

SEAR : English Turkish Redhouse

searsîr fiil
(kızgın demir gibi bir şey) (başka bir şeyi) yakmak.
(bir et parçasının yüzeyini) şöyle bir kızartmak

SEARCH : English Turkish Redhouse

searchsırç fiil
araştırmak, aramak.
yoklamak, üstünü aramak.
taramak, gözlemek