English To Turkish
SLEIGH : English Turkish Redhouse
sleighsley isim (atla çekilen) yolcu kızağı
SLEIGHT : English Turkish Redhouse
sleightslayt isim bakınız sleight of hand
SLEIGHT OF HAND : English Turkish Redhouse
el çabukluğu, hokkabazlık.
kurnazlıkla yapılan hile
SLENDER : English Turkish Redhouse
slen.derslen'dır sıfat
ince, narin; hatları ince ve güzel.
az.
yetersiz
SLEPT : English Turkish Redhouse
sleptslept fiil bakınız sleep
SLEUTH : English Turkish Redhouse
sleuthsluth isim dedektif
SLEW : English Turkish Redhouse
slewslu fiil bakınız slay
SLICE : English Turkish Redhouse
sliceslays isim dilim. fiil (ekmek, kek, peynir v.b.'ni) dilimlemek; (havuç, patates v.b. sebzeyi) doğramak: Will you slice me a piece of bread? Bana bir dilim ekmek keser misin?
SLICK : English Turkish Redhouse
slickslîk sıfat
kaygan.
kurnaz; cerbezeli.
görünümü çekici, içi kof.
usta işi (şey). isim su yüzündeki yağ tabakası
SLICK ONE'S HAIR BACK : English Turkish Redhouse
iyantin veya su sürerek saçlarını arkaya/yana tarayıp yatırmak
SLICK ONE'S HAIR BACK WITH : English Turkish Redhouse
iyantin veya su sürerek saçlarını arkaya/yana tarayıp yatırmak
SLICK ONE'S HAIR DOWN : English Turkish Redhouse
iyantin veya su sürerek saçlarını arkaya/yana tarayıp yatırmak
SLICK ONE'S HAIR DOWN WITH : English Turkish Redhouse
iyantin veya su sürerek saçlarını arkaya/yana tarayıp yatırmak
SLICK ONESELF UP : English Turkish Redhouse
iki dirhem bir çekirdek giyinmek
SLICKER : English Turkish Redhouse
slick.erslîk'ır isim yağmurluk
SLID : English Turkish Redhouse
slidslîd fiil bakınız slide
SLIDE : English Turkish Redhouse
slideslayd isim
kayma, kayış; (araba için) patinaq.
düşüş.
kaydırak (çocuklar için oyun aracı).
dia, diyapozitif, slayt.
(mikroskopta kullanılan) lam.
heyelan, toprak kayması
SLIDE PROJECTOR : English Turkish Redhouse
diyapozitif projeksiyon makinesi, slayt göstericisi
SLIDE RULE : English Turkish Redhouse
hesap cetveli
SLIDING DOOR : English Turkish Redhouse
sürme kapı
SLIGHT : English Turkish Redhouse
slightslayt fiil adam yerine koymamak; önemsememek. isim adam yerine koymama; önemsememe
SLIM : English Turkish Redhouse
slimslîm sıfat (slimmer, slimmest)
ince.
zayıf, az (ihtimal, ümit)
SLIM PICKINGS : English Turkish Redhouse
konuşma dilikıtlık, darlık, imkânsızlık
SLIME : English Turkish Redhouse
slimeslaym isim
suyun yüzeyinde duran alg veya bakteri tabakası.
sümük
SLIMY : English Turkish Redhouse
slim.yslay'mi sıfat
sümükle kaplı, sümük bulaşmış.
sümük gibi, sümüksü.
alçak, pis, iğrenç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani