Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

SLOPE : English Turkish Redhouse

slopeslop isim
bayır, yokuş, rampa.
eğim. fiil meyletmek, eğimli olmak

SLOPPY : English Turkish Redhouse

slop.pyslap'i sıfat
yarım yamalak, baştan savma yapılmış.
hiç titiz olmayan, son derece dikkatsiz.
şapşal (giysi)

SLOSH : English Turkish Redhouse

sloshslaş fiil
çalkalanmak, çalkanmak; çalkalamak, çalkamak.
dökmek; sıçratmak

SLOSHED : English Turkish Redhouse

sloshedsıfat, konuşma dili sarhoş

SLOT : English Turkish Redhouse

slotslat isim
dar ve uzun yiv veya açıklık; delik.
konuşma dili yer

SLOT MACHINE : English Turkish Redhouse

kumar makinesi.
meşrubat otomatı; yiyecek otomatı

SLOTH : English Turkish Redhouse

slothslôth isim
tembellik.
tembelhayvan

SLOTHFUL : English Turkish Redhouse

sloth.fulslôth'fıl sıfat tembel

SLOUCH : English Turkish Redhouse

slouchslauç fiil
yorgun argın ve tembel tembel yürümek, oturmak veya bir yere yaslanarak durmak.
(omuzlarını) çökertmek.
sarkmak. isim
aylak, haylaz.
yorgun ve tembel yürüyüş, oturuş veya duruş tarzı

SLOUGH : English Turkish Redhouse

sloughsl^f fiil
off (yılan) (gömleğini) değiştirmek.
off
i bir tarafa atmak;
i gidermek

SLOVAK : English Turkish Redhouse

Slo.vakslo'vak, slo'väk isim, sıfat
Slovak.
Slovakça

SLOVAKIA : English Turkish Redhouse

Slo.vak.i.aslova'kiyı, slovak'yı, slovä'kiyı, sloväk'yı isim Slovakya

SLOVEN : English Turkish Redhouse

slov.ensl^v'ın isim
pasaklı kimse, çapaçul kimse; bitli kokuş.
tembel, haylaz, aylak

SLOVENE : English Turkish Redhouse

Slo.veneslo'vin isim, sıfat
Sloven; Slovenyalı.
Slovence

SLOVENIA : English Turkish Redhouse

Slo.ve.ni.aslovin'yı, slovi'niyı isim Slovenya

SLOVENIAN : English Turkish Redhouse

isim, sıfat
Sloven; Slovenyalı.
Slovence

SLOVENLY : English Turkish Redhouse

slov.en.lysıfat
pasaklı ve tembel.
dikkatsizlik yüzünden hatalı (bir şey).
hiç titiz olmayan, savruk, çok dikkatsiz, savsak, çok ihmalkâr.
pasaklı, çapaçul (giyiniş, kılık)

SLOW : English Turkish Redhouse

slowslo sıfat
yavaş; ağır, yavaş giden; uzun süren; yavaş yavaş etkileyen.
geç anlayan, zor anlayan.
kesat, durgun.
geri (saat). zarf yavaş, yavaş yavaş; ağır. fiil (down/up) yavaşlamak; yavaşlatmak

SLOWDOWN : English Turkish Redhouse

slow.downslo'daun isim
yavaşlama; (işlerde) durgunluk, durgunlaşma.
yavaşlatma grevi, yavaşlatma

SLOWLY : English Turkish Redhouse

slow.lyzarf yavaş yavaş; ağır ağır

SLOWNESS : English Turkish Redhouse

slow.nessisim
yavaşlık; ağırlık.
kesatlık, durgunluk.
(saat için) geri kalma

SLOWPOKE : English Turkish Redhouse

slow.pokeslo'pok isim, konuşma dili işi ağırdan alan kimse, yavaş giden kimse

SLOWWITTED : English Turkish Redhouse

slow.wit.tedslo'wîtıd sıfat zor anlayan, kalın kafalı

SLUDGE : English Turkish Redhouse

sludgesl^c isim
(motorda oluşan) tortulaşmış yağ.
(su veya pissu arıtma işleminde oluşan) tortul atık.
(kuyu açarken çıkarılan) çamur.
(akarsu veya deniz yatağındaki) tortu, çamur

SLUE : English Turkish Redhouse

slueslu isim bakınız slew