Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

SOLEMNISE : English Turkish Redhouse

sol.em.nisesal'ımnayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız solemnize

SOLEMNITY : English Turkish Redhouse

so.lem.ni.tysılem'nıti isim
büyük ciddiyet; ağırbaşlılık.
görkemli tören.
görkem, ihtişam.
hukuk resmi işlem, formalite

SOLEMNIZE : English Turkish Redhouse

sol.em.nizesal'ımnayz fiil
(nikâh) kıymak.
törenle kutlamak

SOLICIT : English Turkish Redhouse

so.lic.itsılîs'ît fiil
(para, yardım, bir iyilik v.b.'ni) istemek.
(fahişe) sokakta müşteri aramak

SOLICITOR : English Turkish Redhouse

so.lic.i.torsılîs'ıtır isim, İngiliz İngilizcesi avukat

SOLICITOUS : English Turkish Redhouse

so.lic.i.toussılîs'ıtıs sıfat bakınız be solicitous

SOLICITUDE : English Turkish Redhouse

so.lic.i.tudesılîs'ıtud isim ilgi, merak

SOLID : English Turkish Redhouse

sol.idsal'îd sıfat
katı, sıvı olmayan.
som (metal); masif (ağaç, tahta); yekpare ve içi dolu (madde).
tam, kesintisiz, aralıksız, fasılasız.
sağlam, dayanıklı.
sağlam, güvenilir; muteber.
geometri katı. isim katı, katı madde

SOLID FUEL : English Turkish Redhouse

katı yakıt

SOLID GEOMETRY : English Turkish Redhouse

katı geometri

SOLID STATE : English Turkish Redhouse

fizikkatı hal

SOLID-STATE PHYSICS : English Turkish Redhouse

katı hal fiziği

SOLIDARITY : English Turkish Redhouse

sol.i.dar.i.tysalıder'ıti isim dayanışma, solidarite

SOLIDIFY : English Turkish Redhouse

so.lid.i.fysılîd'ıfay fiil katılaşmak; katılaştırmak

SOLIDITY : English Turkish Redhouse

so.lid.i.tysılîd'ıti isim
katılık.
sağlamlık, dayanıklılık.
sağlam olma, güvenirlik; muteber olma

SOLIDLY : English Turkish Redhouse

sol.id.lyzarf bakınız be solidly for

SOLILOQUY : English Turkish Redhouse

so.lil.o.juysılîl'ıkwi isim monolog, oyuncunun kendi kendine yaptığı konuşma

SOLIPSISM : English Turkish Redhouse

sol.ip.sismsal'ıpsîzım isim, felsefe tekbencilik, solipsizm

SOLIPSIST : English Turkish Redhouse

sol.ip.sistsal'ıpsîst isim, sıfat tekbenci, solipsist

SOLITAIRE : English Turkish Redhouse

sol.i.tairesal'ıter isim
mücevheri süsleyen tek taş.
tek kişilik iskambil oyunu

SOLITARY : English Turkish Redhouse

sol.i.tar.ysal'ıteri sıfat
yalnız, kendi başına.
tek bir

SOLITUDE : English Turkish Redhouse

sol.i.tudesal'ıtud isim yalnızlık, kendi başına olma

SOLO : English Turkish Redhouse

so.loso'lo isim
müzik solo.
dans tek başına yapılan gösteri

SOLO FLIGHT : English Turkish Redhouse

tek başına yapılan uçuş

SOLOIST : English Turkish Redhouse

so.lo.istisim, müzik solist, solocu