Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
STANDING ORDER : English Turkish Redhouse

çoğul içtüzüğün kuralları.
çoğul hastanedeki hastalar için geçerli olan kurallar.
belirli aralıklarla gönderilen sipariş, süreli sipariş.
henüz gönderilmemiş sipariş

STANDING OVATION : English Turkish Redhouse

ayakta yapılan alkışlama

STANDING ROOM : English Turkish Redhouse

ayakta duracak yer

STANDING WATER : English Turkish Redhouse

durgun ve akmayan su

STANDOFFISH : English Turkish Redhouse

stand.off.ishständôf'îş sıfat soğuk, sıcak davranmayan

STANDOUT : English Turkish Redhouse

stand.outständ'aut isim üstünlüğünden dolayı göze çarpan

STANDPOINT : English Turkish Redhouse

stand.pointständ'poynt isim açı: Let's look at the matter from his standpoint. Konuya onun açısından bakalım

STANDSTILL : English Turkish Redhouse

stand.stillständ'stîl isim bakınız be at a standstill

STANK : English Turkish Redhouse

stankstänk fiil bakınız stink

STANZA : English Turkish Redhouse

stan.zastän'zı isim şiir kıtası

STAPLE : English Turkish Redhouse

sta.plestey'pıl isim
başlıca ürün.
temel gıda maddesi.
(birinin/bir hayvanın) temel yiyeceği

STAPLE COMMODITIES : English Turkish Redhouse

aşlıca satış ürünleri

STAPLER : English Turkish Redhouse

sta.plerisim tel zımba

STAR : English Turkish Redhouse

starstar isim
yıldız.
yıldız, star: She's become a movie star. Sinema yıldızı oldu

STAR SYSTEM : English Turkish Redhouse

sinema, tiyatrostar sistemi

STARBOARD : English Turkish Redhouse

star.boardstar'bırd isim (geminin) sancak tarafı, sancak. sıfat sancağa ait

STARCH : English Turkish Redhouse

starchstarç isim
kola.
nişasta.
resmiyet, resmilik, resmi tavırlar. fiil kolalamak

STARCHED : English Turkish Redhouse

starch.edsıfat kolalı, kolalanmış

STARE : English Turkish Redhouse

starester fiil (at) (dikkatle) bakmak. isim (uzun ve dikkatli) bakış

STARFISH : English Turkish Redhouse

star.fishstar'fîş isim (starfish/starfishes) denizyıldızı

STARK : English Turkish Redhouse

starkstark sıfat
ıssız; boş; çıplak: stark mountain peaks çıplak dağ zirveleri.
çok sade (üslup); gerçekleri hiç yumuşatmayan (anlatım).
katıksız, saf, tam. zarf büsbütün, tamamen: stark raving mad zırdeli. stark naked çırılçıplak

STARK NAKED : English Turkish Redhouse

çırılçıplak, anadan doğma

STARLET : English Turkish Redhouse

star.letstar'lît isim, sinema yıldız adayı, yıldızcık; yıldız olmayı uman genç aktris

STARLIGHT : English Turkish Redhouse

star.lightstar'layt isim yıldız ışığı

STARLIT : English Turkish Redhouse

star.litstar'lît sıfat yıldızlarla aydınlanmış, yıldızlı