Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
UNCIRCUMCISED : English Turkish Redhouse

un.cir.cum.cised^nsır'kımsayzd sıfat sünnetsiz

UNCIVIL : English Turkish Redhouse

un.civ.il^nsîv'ıl sıfat kaba, nezaketsiz

UNCIVILISED : English Turkish Redhouse

un.civ.i.lised^nsîv'ılayzd sıfat, İngiliz İngilizcesi bakınız uncivilized

UNCIVILIZED : English Turkish Redhouse

un.civ.i.lized^nsîv'ılayzd sıfat
medeniyetsiz.
vahşi

UNCLAIMED : English Turkish Redhouse

un.claimed^nkleymd' sıfat sahibi çıkmamış

UNCLASP : English Turkish Redhouse

un.clasp^nkläsp' fiil
(sıkılan eli) bırakmak.
(tokayı) açmak

UNCLE : English Turkish Redhouse

un.cle^ng'kıl isim
amca: paternal uncle amca.
dayı: maternal uncle dayı.
enişte: Aunt Helen's husband is one of my uncles. Helen Teyze'nin kocası eniştelerimden biri.
amca, yaşlı adam.
argo tefeci

UNCLE SAM : English Turkish Redhouse

konuşma dili, Amerikan İngilizcesiSam Amca (Amerika Birleşik Devletleri için bir ad)

UNCLEAN : English Turkish Redhouse

un.clean^nklin' sıfat
kirli, pis.
murdar.
ahlaksız, günahkâr

UNCLEAR : English Turkish Redhouse

un.clear^nklîr' sıfat
bulanık.
zor anlaşılır.
karışık

UNCLENCH : English Turkish Redhouse

un.clench^nklenç' fiil (sıkılmış eli) açmak veya açtırmak; (sıkılmış el) açılmak

UNCLINCH : English Turkish Redhouse

un.clinch^nklînç' fiil bakınız unclench

UNCLOAK : English Turkish Redhouse

un.cloak^nklok' fiil
örtüsünü kaldırmak.
meydana çıkarmak, açığa vurmak, ortaya dökmek

UNCLOG : English Turkish Redhouse

un.clog^nklag' fiil (unclogged, unclogging) (tıkanık bir şeyi) açmak: This substance will unclog the bathtub drain. Bu madde banyo küvetindeki tıkanıklığı giderir

UNCLOSE : English Turkish Redhouse

un.close^nkloz' fiil açmak; açılmak

UNCOIL : English Turkish Redhouse

un.coil^nkoyl' fiil (halka şeklinde sarılı bir şeyi) açmak, çözmek; açılmak, çözülmek

UNCOMFORTABLE : English Turkish Redhouse

un.com.fort.a.ble^nk^m'fırtıbıl, ^nk^mf'tıbıl sıfat
rahatsız.
rahatsız edici, nahoş

UNCOMMITTED : English Turkish Redhouse

un.com.mit.ted^nkımît'îd sıfat
taahhüt altına girmemiş.
bağımsız.
fikrini söylememiş

UNCOMMON : English Turkish Redhouse

un.com.mon^nkam'ın sıfat
nadir, seyrek.
olağanüstü, fevkalade

UNCOMMONLY : English Turkish Redhouse

un.com.mon.lyzarf
olağanüstü bir şekilde.
nadiren

UNCOMMUNICATIVE : English Turkish Redhouse

un.com.mu.ni.ca.tive^nkımyu'nıkeytîv, ^nkımyu'nıkıtîv sıfat ketum, ağzı sıkı, az konuşan

UNCOMPLAINING : English Turkish Redhouse

un.com.plain.ing^nkımpleyn'îng sıfat şikâyet etmeyen, sabırlı

UNCOMPROMISING : English Turkish Redhouse

un.com.pro.mis.ing^nkam'prımayzîng sıfat
düşünce, ilke veya kararlarından vazgeçmez.
uzlaşmaz, uyuşmaz.
sözünden dönmez.
katı, sert

UNCONCEALED : English Turkish Redhouse

un.con.cealed^nkınsild' sıfat açıkta olan, açık, gizlenmemiş

UNCONCERN : English Turkish Redhouse

un.con.cern^nkınsırn' isim ilgisizlik, kayıtsızlık