English To Turkish
WHOLE NUMBER : English Turkish Redhouse
matematiktamsayı
WHOLE-WHEAT : English Turkish Redhouse
whole-wheathol'hwit' sıfat kepekli unla yapılan
WHOLE-WHEAT FLOUR : English Turkish Redhouse
kepekli un
WHOLEHEARTED : English Turkish Redhouse
whole.heart.edhol'har'tîd sıfat samimi, içten, candan
WHOLESALE : English Turkish Redhouse
whole.salehol'seyl sıfat
toptancı (tüccar).
büyük çapta olan. zarf toptan. fiil toptan satmak
WHOLESALE PRICE : English Turkish Redhouse
toptan fiyat
WHOLESALE TRADE : English Turkish Redhouse
toptan satışlar
WHOLESALER : English Turkish Redhouse
whole.salerisim toptancı
WHOLESOME : English Turkish Redhouse
whole.somehol'sım sıfat
ahlak açısından hiçbir sakıncası olmayan.
erdemli, faziletli.
sağlığa yararlı
WHOLLY : English Turkish Redhouse
whol.lyho'li, hol'li zarf tamamıyla, bütünüyle
WHOM : English Turkish Redhouse
whomhum zamir
kimi; kime; kimden; kimde: Whom do you mean? Kimi kastediyorsun? To whom did you give it? Onu kime verdiniz? From whom did you take it? Onu kimden aldın? In whom do you see that quality? O niteliği kimde görüyorsunuz?
Sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: Doğan, whom you know as Dodo, will not be there. Dodo diye tanıdığınız Doğan orada bulunmayacak. Do you know the person to whom I sent it? Onu yolladığım kişiyi tanıyor musunuz?
İsim olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: I know whom you mean. Kimi kastettiğini anlıyorum/biliyorum
WHOOP : English Turkish Redhouse
whoophwup fiil haykırmak. isim haykırı, haykırış
WHOOP IT UP : English Turkish Redhouse
konuşma diligürültülü patırtılı bir şekilde eğlenmek
WHOOPING COUGH : English Turkish Redhouse
oğmaca
WHOP : English Turkish Redhouse
whophwap fiil, konuşma dili (whopped, whopping) kuvvetle vurmak. isim kuvvetli darbe/vuruş
WHOPPER : English Turkish Redhouse
whop.perhwap'ır isim, konuşma dili
kocaman bir şey: I've caught a whopper. Kocaman bir tane yakaladım. That's a whopper! Kocaman bir şey o!
kuyruklu yalan
WHOPPING : English Turkish Redhouse
whop.pinghwap'îng sıfat, konuşma dili çok büyük. zarf çok: They got whopping drunk last night. Dün gece zilzurna oldular
WHORE : English Turkish Redhouse
whorehôr isim orospu, fahişe. fiil orospuluk yapmak
WHOREHOUSE : English Turkish Redhouse
whore.househôr'haus isim genelev
WHOSE : English Turkish Redhouse
whosehuz zamir
kimin: Whose house is that? O ev kimin? Whose shoes are those? Onlar kimin ayakkabıları?
Sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: Feride, whose sad end I have already related to you, was not present. Hazin sonunu size daha önce anlattığım Feride orada bulunmuyordu.
İsim olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: I think I know whose woods these are. Bu ormanların kimin olduğunu bildiğimi sanıyorum
WHOSOEVER : English Turkish Redhouse
who.so.ev.erhusowev'ır zamir bakınız whoever
WHY : English Turkish Redhouse
whyhway zarf
niye, niçin: Why did you say that? Onu niçin söyledin?
İsim olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: I don't know why she said it. Onu niye söylediğini bilmiyorum. Can you give me just one reason why you did it? Niye yaptığına dair tek bir neden söyleyebilir misin bana?
WHY ON EARTH DID YOU DO THAT? : English Turkish Redhouse
Onu niçin yaptın Allah aşkına?
WICK : English Turkish Redhouse
wickwîk isim (mum, kandil v.b.'nde) fitil
WICKED : English Turkish Redhouse
wick.edwîk'îd sıfat
kötü ruhlu, ruhunda kötülük besleyen, kötülük peşinde olan.
çok kötü/fena (şey)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani