English To Turkish
CONVERSION : English Turkish
n. değiştirme, evirtim, dönüştürme, çevirme, dönme; din değiştirme; sayı yapma, sayı
CONVERSION COURSE : English Turkish
din değiştirme kurs, bir kimsenin inancını Museviliğe değiştirmeye hazırlayan kurs
CONVERSION OF FRACTIONS : English Turkish
kesirleri değiştirme, esas değerlerini koruyarak kesirlerin şeklini değiştirme
CONVERSION PRIVILEGE : English Turkish
konversiyon hakkı, borç alan kimsenin ipoteğin yatırıldığı mülkiyet türünü değiştirme hakkı
CONVERSION TABLE : English Turkish
dönüştürme tablosu, sayı veya miktarı başka bir ölçüye nasıl değiştirileceğini gösteren çizelge (Matematik)
CONVERSION TO JUDAISM : English Turkish
Musevi olmak, dinini Museviliğe değiştirmek
CONVERSION VALUE : English Turkish
dönüştürme değeri, döviz kuru oranı
CONVERSO : English Turkish
n. (İspanyolca "din değiştirmiş kişi" anlamında) Ortaçağ sonları İspanya'sında işkence ve kovulmaya uğramamak için görünürde Hıristiyanlığa dönen ancak asıl dininin gereklerinin gizli olarak yerine getiren Musevi veya Müslüman kimse
CONVERT : English Turkish
n. din değiştiren kimse, inancı değişen kimse, dönme
CONVERT : English Turkish
v. değiştirmek, çevirmek, dönüştürmek, değişmek, dönüşmek; inancını değiştirmek, dininden döndürmek; arıtmak, sayı yapmak
CONVERT TO CHRISTIANITY : English Turkish
Hristiyanlığı kabul etmek, dinine Hristiyan dinine değiştirmek
CONVERT TO JUDAISM : English Turkish
Museviliği kabul etmek, resmi olarak Musevi dinini kabul etmek
CONVERTED : English Turkish
adj. dönmüş, dönüştürülmüş
CONVERTED A FRACTION : English Turkish
kesir değiştirme, kesir şeklini değiştirme (Matematik)
CONVERTER : English Turkish
n. konvertör, dönüştürücü, değiştiren kimse, apre
CONVERTER REACTOR : English Turkish
n. çevirgen reaktör, kullandığından daha az parçalanabilir malzeme üreten veya farklı türden parçalanabilir malzeme üreten nükleer reaktör
CONVERTIBILITY : English Turkish
n. çevirilebilirlik, dönüşebilme, konvertibilite
CONVERTIBLE : English Turkish
n. üstü açılabilen araba
COOK STRAIT : English Turkish
Cook Boğazı, Yen, Zelanda'nın kuzey ve güneyindeki adalarını ayıran dar su kanalı
COOK THE BOOKS : English Turkish
muhasebe kağıtlarını sahte olarak değiştirme, hesapları tahrif etme
COOK TO A RAG : English Turkish
v. fazla pişirmek, dağılana kadar pişirmek
COOK TO RAGS : English Turkish
v. fazla pişirmek, dağılana kadar pişirmek
COOK UP : English Turkish
uydurmak, oynama yapmak
COOK UP A STORY : English Turkish
hikaye uydurmak, hikaye kurmak, yalan uydurmak
COOK-OUT : English Turkish
n. piknik, barbekü, yiyeceklerin dışarıda pişirilip yendiği eğlence
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani