Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COOKSHOP : English Turkish

n. yemek dükkanı, yemek evi; pişirilmiş yemekler satan dükkan

COOKSTOVE : English Turkish

n. ocak, fırın, yemek pişirmek için kullanılan fırın

COOKWARE : English Turkish

n. yemek pişirme malzemeleri, yemek hazırlamak için kullanılan tavalar ve mutfak eşyaları

COOKY : English Turkish

n. kurabiye, bisküvi, çekici kadın, bebek, adam

COOL : English Turkish

n. serinlik, serin yer; soğukkanlılık

COOL : English Turkish

v. serinletmek, soğutmak, serinlemek; yatışmak

COOL : English Turkish

adj. serin, soğuk; soğukkanlı; klas, harika; küstah; abartısız, tamı tamına, uygun

COOL : English Turkish

interj. çok iyi, mükemmel, harika

COOL AMOUNT : English Turkish

tam tamına olan miktar, büyük miktar (bir şeyin)

COOL AS A CUCUMBER : English Turkish

soğukkanlı, çok sakin, kayıtsız, duygusuz

COOL CAT : English Turkish

ahat kimse

COOL CHEEK : English Turkish

yüzsüzlük, utançtan yoksun cesaret, saygısızlık

COOL COLOR : English Turkish

soğuk renk, maviler, morlar ve yeşil renklere ait olan renk, soğukluk izlenimi veren renk

COOL DOWN : English Turkish

soğumak, yatışmak, sakinleşmek, gevşemek

COOL GUY : English Turkish

etkileyici adam, karizmatik insan, modayı takip eden kişi

COOL HEAD : English Turkish

soğukkanlılık, sakinlik, kendine hakim olma

COOL HEADED : English Turkish

adj. soğukkanlı, serinkanlı

COOL IT : English Turkish

sakin olun, sakin ol

COOL ONE'S HEELS : English Turkish

ağaç olmak, bekletilmek

COOL SCENT : English Turkish

hafif koku, hafif veya zayıf koku

COOL YOUR JETS : English Turkish

v. yavaşla, (Argo) sakin ol, rahatla, sakin kal, aşırı derecede heyecanlı olmaktan kaçın

COOL-HEADED : English Turkish

adj. soğukkanlı, sakin, kendine hakim olmuş

COOLANT : English Turkish

n. soğutma sıvısı, soğutma gazı

COOLED : English Turkish

adj. soğutulmuş, dondurulmuş; soğutulmuş veya soğumuş

COOLED DOWN : English Turkish

adj. soğumuş