English To Turkish
CURSOR POSITION : English Turkish
imleç konumu, imlecin ekrandaki konumu
CURSORIAL : English Turkish
adj. koşabilen, yürüyebilecek veya koşabilecek şekilde donatılmış (özellikle bazı hayvanların uzuvlarına ilişkin)
CURSORIALITY : English Turkish
n. yürüyebilme ve koşma yeteneğine sahip olma, yürüyebilecek veya koşabilecek şekilde donatılmış olma niteliği (özellikle bazı hayvanların uzuvlarına ilişkin)
CURSORILY : English Turkish
adv. aceleyle, hızla, çabuk, hızlı bir şekilde
CURSORINESS : English Turkish
n. üstünkörülük, baştan savmalık
CURSORY : English Turkish
adj. üstünkörü, gelişigüzel, baştan savma
CURST : English Turkish
adj. lanetli, beddua edilmiş
CURT : English Turkish
adj. kısa; ters, kaba ve kısa
CURTAIL : English Turkish
v. kısa kesmek, kısaltmak, kısmak; düşürmek
CURTAILED : English Turkish
adj. kısa kesilen, kısaltılmış, kısa kesilmiş, indirimli, azaltılmış
CURTAILMENT : English Turkish
n. kısaltma, kesme, azaltma, indirme
CURTAIN : English Turkish
n. perde; perde kapanış sözü; alkışlarla tekrar sahneye çağırma; bölme
CURTAIN : English Turkish
v. perdeyi kapatmak, perdelemek
CURTAIN CALL : English Turkish
alkışlarla tekrar sahneye çağırma
CURTAIN DROPS : English Turkish
hepsi bu kadar, "işte bu kadar, hepsi bu kadar"; sona ermiş; "hikayenin sonu"
CURTAIN FALLS : English Turkish
hepsi bu kadar, "işte bu kadar, hepsi bu kadar"; sona ermiş; "hikayenin sonu"
CURTAIN LECTURE : English Turkish
n. kadının yalnızken kocasını azarlaması
CURTAIN OF RAIN : English Turkish
n. sağanak yağmur
CURTAIN RAISER : English Turkish
n. ön oyun, ön program
CURTAIN RISES : English Turkish
gösterinin başlangıcı, gösteri başlıyor, açılış
CURTAIN WALL : English Turkish
n. perde duvar, yapısal bir amacı olmayan kolonlar veya temel ayaklar arasında bulunan dış cam ve çelik duvarı (Modern Mimarlık); kalelerde sağlamlaştırılmış dış kuşatma
CURTAINS : English Turkish
n. akıbet, son
CURTALL : English Turkish
v. yuvarlamak, sarmak
CURTESY : English Turkish
n. veraset hakkı, karısının ölümünden sonra kocasının onun mülkiyetini miras olarak alma hakkı
CURTESY CAR : English Turkish
curtesy car, bir kimseye belli bir süre kullanılması için verilmiş olan araba
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani