Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
CURTESY OF : English Turkish

- in sayesinde,
tarafından bağışlanmış,
mali desteği ile

CURTILAGE : English Turkish

n. evin çevresindeki alan, kapatılmış alan, sınırları belirlenmiş alan

CURTIS : English Turkish

n. bir erkek adı; bir soyadı; Tony Curtis (
2010 yılında Bernard Schwartz olarak doğdu) Amerikalı bir sahne ve film oyuncusu, "Some Like It Hot (Bazıları Sıcak Sever)" ve "Spartacus (Spartaküs)" filmleri yıldızı, Jamie Lee Curtis'in babası; Jamie Lee Curtis (1958 doğumlu), "A Fish Called Wanda (Wanda Adında Bir Balık)" filminde rol almış olan Amerikalı bir film aktrisi, Tony Curtis'in kızı

CURTLY : English Turkish

adv. ters bir şekilde, kısa ve öz bir şekilde, açık açık, terslikle

CURTNESS : English Turkish

n. kısalık, sertlik, hırtlık

CURTSEY : English Turkish

v. reverans yapmak

CURTSEY : English Turkish

n. reverans

CURTSY : English Turkish

n. reverans

CURTSY : English Turkish

v. reverans yapmak

CURVACEOUS : English Turkish

adj. kıvrımlı hatlara sahip; düzgün vücutlu

CURVACEOUSLY : English Turkish

adv. düzgün bir şekilde, kıvrımlı hatlara sahip olarak, biçimi güzel olan bir şekilde

CURVACEOUSNESS : English Turkish

n. düzgün vücuda sahip olma, biçimli olma, şehvet düşkünlüğü, şekillilik

CURVACIOUS : English Turkish

adj. balık etli, yuvarlak hatlara sahip olan (kadın); iyi orantılı kadın vücudu olduğu anlamına gelen kıvrımlara sahip olma

CURVATURE : English Turkish

n. eğilme, eğrilik, kavislenme

CURVATURE OF THE SPINE : English Turkish

n. belkemiği eğriliği, bel kayması

CURVE : English Turkish

n. eğri, kıvrım, kavisli şey, kavis, dönemeç, viraj

CURVE : English Turkish

v. eğmek, bükmek, eğilmek, bükülmek, kavis çizmek

CURVE BALL : English Turkish

curve ball, atıldığı yerin karşı tarafındaki kale işaretini geçen top (Beysbol); beklenmeyen ve beklenmedik bir şekilde olan bir şey; saldırgan rekabet, son derece hileli olan bir şey (Argo)

CURVEBALL : English Turkish

n. curve ball, atıldığı yerin karşı tarafındaki kale işaretini geçen top (Beysbol); beklenmeyen ve beklenmedik bir şekilde olan bir şey

CURVED : English Turkish

adj. eğimli, kavisli, çarpık

CURVED LINE : English Turkish

eğik çizgi, eğri çizgi, düz olmayan çizgi

CURVEDLY : English Turkish

adv. eğimli olarak, kıvrımlar ile, eğilen bir şekilde (dönen, dolambaçlı, bükülen)

CURVEDNESS : English Turkish

n. roundedness; crookedness, state of being not straight

CURVET : English Turkish

n. şaha kalkma

CURVET : English Turkish

v. şaha kalkmak, şaha kalkarak sıçramak