Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BAILABLE : English Turkish

adj. kefil olunabilir, teminât olarak verilmiş

BAILEE : English Turkish

n. emanetçi, emin, mutemet

BAILER : English Turkish

n. kefalet veren kimse; kayığın suyunu boşaltan kimse, suyu boşaltma kabı

BAILEY : English Turkish

n. şatonun dış avlusu

BAILEY : English Turkish

n. dış kale duvarı, bir kalenin dış duvarı; bir kalenin dış avlusu, kale avlusu

BAILEY BRIDGE : English Turkish

geçici olarak kurulan köprü

BAILEYS IRISH CREAMT : English Turkish

n. İrlanda'nın bir viski likörü (krema esaslı)

BAILIE : English Turkish

n. İskoç belediye adli memuru (icra memuruna karşılık gelir); icra memuru, icra müdürü

BAILIFF : English Turkish

n. mübaşir; icra memuru, kâhya, kralın bölgedeki temsilcisi

BAILING : English Turkish

n. bir bottan su kepçeleme işlemi, bottan su boşaltma işlemi

BAILIWICK : English Turkish

n. yetki bölgesi, yetki alanı, bilgi alanı

BAILMENT : English Turkish

n. kefalet, teminât verme (mal)

BAILOR : English Turkish

n. teminât veren kimse (mal)

BAILOUT : English Turkish

n. kaçma teşebbüsü; hasarlı hava aracından kaçma

BAILSMAN : English Turkish

n. garantör

BAIN-MARIE : English Turkish

en mari, içeriğini ısıtmak için içine başka bir kazan konulmuş sıcak su içeren gereç

BAINBRIDGE : English Turkish

n. bir erkek adı

BAINES : English Turkish

n. bir soyadı

BAIO : English Turkish

n. bir soyadı; Scott Baio (1961 doğumlu), Amerikalı televizyon oyuncusu ("Happy Days (Mutlu Günler)" sitkomundaki rolüyle bilinir)

BAIRAM : English Turkish

n. Bayram, Müslümanlığın iki bayramından biri (Ramazan sonunda kutlanan Lesser (Ramazan) Bayramı ve Ramazan'dan 70 gün sonra İslami yılın sonunda kutlanan Greater (Kurban) Bayramı; bir soyadı

BAIRN : English Turkish

n. çocuk (İsk.)

BAIT : English Turkish

n. yem, olta yemi; cezbeden şey, cezbetme, kandırma; mola

BAIT : English Turkish

v. yem takmak, yemlemek; cezbetmek, kandırmak; köpek saldırtmak; kızdırmak, rahatsız etmek, canını sıkmak

BAIT CAR : English Turkish

tuzak araba, yem araba, polisin hırsızlara albenili gelecek şekilde yerleştirdiği tuzak arabası

BAITED : English Turkish

adj. cezp edilmiş, kandırılmış, baştan çıkarılmış; rahatsızlık verilmiş, rahatsız edilmiş, canı sıkılmış, kızdırılmış