English To Turkish
BAHARIYA : English Turkish
n. Bahariye, orta Mısır'daki bir Libya çölünde bir vaha
BAHASA INDONESIA : English Turkish
n. Bahasa Endonezya, Endonezya dili, Endonezya'nın resmî dili
BAHAU : English Turkish
n. orta ve doğu Borneo'da yaşayan Dayak kabilelerinden herhangi birinin üyesi kimse
BAHAU : English Turkish
n. Kalimantan'da (Endonezya) konuşulan dil
BAHAULLAH : English Turkish
n. (
1892, Mirza Huseyn Ali olarak doğdu) Bahai dininin kurucusu İranlı dinî lider
BAHIA : English Turkish
n. doğu Brezilya'da bir eyalet; Salvador şehrinin (Brezilya) eski adı
BAHIA BLANCA : English Turkish
doğu Arjantin'de bir şehir
BAHOOKIE : English Turkish
n. (İskoçya Argosu) arka, but, kıç, popo, arka kısım
BAHRAIN : English Turkish
n. Bahreyn, (Bahreyn Krallığı) Basra Körfezi'nde bağımsız bir devlet
BAHRAINI : English Turkish
n. Bahreynli, Bahreyn vatandaşı, Bahreyn yerlisi
BAHRAINI : English Turkish
adj. Bahreynli, Bahreyn'in veya Bahreyn ile ilgili, Bahreynlilerin veya Bahreynlilerle ilgili
BAHREIN : English Turkish
n. Bahreyn, Bahreyn Krallığı (Basra Körfezi'nde bağımsız bir devlet)
BAHREINI : English Turkish
n. Bahreynli, Bahreyn yerlisi veya burada yaşayan
BAHT : English Turkish
n. Tayland'ın para birimi (bozuk para)
BAIE-COMEAU : English Turkish
n. Quebec vilayetinde (Kanada) bir kasaba
BAIGNOIRE : English Turkish
n. bir tiyatroda en düşük sıra (Fransızca)
BAIJI : English Turkish
n. Irak'ta bir şehir
BAIJI : English Turkish
n. Yangtze yunusu, Çin nehir yunusu, tatlı suda yaşayan ve sadece Yangtze Nehri'nde rastlanan bir yunus balığı türü
BAIKAL LAKE : English Turkish
Baykal Gölü, güney Rusya'da bir göl
BAIL : English Turkish
n. kefil, kefalet, teminât; çember, kulp
BAIL : English Turkish
v. kefaletle serbest bırakmak, kurtarmak; emanet etmek, suyunu boşaltmak (kayık)
BAIL BOND : English Turkish
kefaletname, kefalet bedeli, kefalet senedi, tahliye senedi, bir kimseyi duruşma zamanı gelene kadar tutukevinden çıkarmak için yapılan teminat ödemesi
BAIL OUT : English Turkish
kefaletle serbest bırakmak, kefaletle kurtarmak, kefaletini ödeyip kurtarmak, kurtarmak, paraşütle atlamak
BAIL OUT A COMPANY : English Turkish
v. sermayeyi artırarak iflastan kurtarmak
BAIL OUT WATER : English Turkish
v. kayığın suyunu boşaltmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani