English To Turkish
BEAT ON THE WINDOWS : English Turkish
v. camlara vurmak
BEAT ONE TO IT : English Turkish
irini atlatmak, bir yarışmacıdan önce varmak, rakipten önce gelmek, erken davranmak, önce davranmak
BEAT ONE'S BRAINS : English Turkish
kafa patlatmak, kafa yormak
BEAT ONE'S BRAINS WITH : English Turkish
kafa patlatmak, çözüm bulmaya çalışmak, beyni durmak, kafa yormak, bir şeyi anlamak veya yapmak için çok uğraşmak
BEAT ONE'S CHEST : English Turkish
v. dövünmek, üzüntüden saçını başını yolmak, dizini dövmek
BEAT OUT : English Turkish
dövmek, çekiçlemek, çalmak (tamtam vb.), vura vura söndürmek
BEAT OUT SMB.'S BRAINS : English Turkish
eynini patlatmak, eşek sudan gelinceye kadar dövmek, kafasına vurmak
BEAT POETS : English Turkish
Beat şairler, Beat Kuşağı şairleri, 1950'lerin son yıllarının sosyal ve edebî gelenekleri reddetmeyle şekillenen şairleri
BEAT SMB. HOLLOW : English Turkish
ozguna uğratmak, mahvetmek, alt etmek, tam olarak yenmek
BEAT SMB. INTO A JELLY : English Turkish
pestilini çıkarmak
BEAT SMB. TO IT : English Turkish
v. önce kapmak, atlatmak, önce yapmak
BEAT SMTH. INTO SMB.'S HEAD : English Turkish
kafasına sokmak, beynine işlemek
BEAT SWORDS INTO PLOWSHARE : English Turkish
v. savaş baltalarını gömmek, savaşmak amacıyla kullanılan kaynakları halkın refahı için kullanmaya başlamak, savaşmayı bırakıp barışçıl faaliyetler içerisine girmek
BEAT THE AIR : English Turkish
havanda su dövmek, boşuna uğraşmak
BEAT THE BAND : English Turkish
olağanüstü olmak, mükemmel olmak
BEAT THE BIG DRUM : English Turkish
gönülden desteklemek, şakşakçılık yapmak, heveslice desteklemek, propagandasını yapmak, reklamını yapmak, gürültülü propaganda yapmak
BEAT THE DEVIL'S TATTOO : English Turkish
n. parmaklarıyla masayı tıkırdatmak
BEAT THE EXPERT : English Turkish
uzmanı alt etmek, uzmanı yenmek, belirli bir konuda çok bilgili bir kimseyi yenmek
BEAT THE LIFE OUT OF SOMEONE : English Turkish
irine çok kuvvetlice vurmak, büyük bir güçle bir kimseye vurmak
BEAT THE LIVING DAYLIGHTS OUT OF HIM : English Turkish
onun pöstekisini serdi, onu eşek sudan gelinceye kadar dövdü, ona şekli değişinceye kadar vurdu, ona duygusuzca vurdu, onu bilinçsizce dövdü
BEAT THE RAP : English Turkish
eraat etmek
BEAT THE RECORD : English Turkish
ekor kırmak
BEAT THE SYSTEM : English Turkish
ürokratik kurumların üstesinden gelmek, bürokrasiyi atlatmak, bürokratik engellere rağmen hedefine ulaşmak
BEAT THE WOODS : English Turkish
sürgün avına gitmek
BEAT TIME : English Turkish
tempoyu vurmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani