English To Turkish
BECAME A MEMBER : English Turkish
üye oldu, bir grubun katılımcısı oldu
BECAME A NUISANCE : English Turkish
mide bulandırdı, mide bulandırıcı hale geldi, rahatsızlık verici hale geldi, sıkıntı verir hale geldi
BECAME A SECOND NATURE : English Turkish
alışkanlık haline gelmek, kökleşmiş huy haline gelmek, otomatik bir reaksiyon haline gelmek, çok yapılmasından dolayı refleks haline gelmek
BECAME A STAR : English Turkish
yıldız oldu, meşhur biri oldu, ünlendi
BECAME A TRADITION : English Turkish
gelenek oldu, gelenek haline geldi, ananeleşti
BECAME A VEGETABLE : English Turkish
itkisel hayata girdi, beyin ölümü gerçekleşti, komaya girdi; pasifleşti, atıl hale geldi
BECAME AN ESTABLISHED FACT : English Turkish
kökleşmiş bir gerçek haline geldi, yerleşmiş bir gerçek haline geldi, doğru olarak kabul gördü
BECAME DEPRESSED : English Turkish
üzüldü, üzgünleşti, üzgün hale geldi, mutsuz oldu, mutsuzlaştı
BECAME FAMOUS : English Turkish
ünlü oldu, ünlendi, herkes tarafından bilinir oldu
BECAME HEATED : English Turkish
sıcak hale geldi, yoğunlaştı, yoğun hale geldi
BECAME HIS LAWFUL WIFE : English Turkish
yasal karısı oldu, onun eşi oldu
BECAME IMPOTENT : English Turkish
iktidarsız oldu, erksizleşti, iktidarsızlaştı, cinsel işlevini yitirdi
BECAME INDIFFERENT : English Turkish
ilgisiz oldu, ilgisizleşti, hissizleşti, duyarsızlaştı, umursamaz hale geldi, cansızlaştı
BECAME MEANINGLESS : English Turkish
anlamsızlaştı, anlamını kaybetti, önemsizleşti, önemini kaybetti
BECAME MORE EXPENSIVE : English Turkish
pahalılaştı, fiyatı yükseldi, daha maliyetli oldu
BECAME MORE INTENSE : English Turkish
daha yoğunlaştı, daha yoğun hale geldi, daha güçlü hale geldi, güçlendi
BECAME MORE VALUABLE : English Turkish
değerlileşti, daha değerlileşti, daha değerli oldu, daha değerli hale geldi, değeri daha arttı
BECAME NERVOUS : English Turkish
gerginleşti, gergin hale geldi, endişelendi, endişeli hale geldi, kaygılı hale geldi
BECAME OBSESSED WITH : English Turkish
ile takıntılı hale geldi,
sı takıntısı sahibi oldu,
sı düşüncesinin boyunduruğu altına girdi
BECAME PART OF HIM : English Turkish
onun bir parçası haline geldi, onun kişiliğinin bir parçası oldu
BECAME RUSTY : English Turkish
paslandı, oksitlendi, pas ile kaplandı
BECAME SENILE : English Turkish
unadı, bunama hastalığına yakalandı, ileri yaşından dolayı bunama hastası oldu
BECAME SUSPICIOUS : English Turkish
şüpheci oldu, şüphelenmeye başladı, suç addetmeye başladı
BECAME THE LAUGHINGSTOCK : English Turkish
alay konusu oldu, maskara konusu oldu, gülünecek ve dalga konusu olacak nesne oldu, diğerlerinin şakalarının konusu oldu
BECAME TRADITIONAL : English Turkish
adj. gelenekselleşmiş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani