Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
HEXACHLORETHANE : English Turkish military

HEKSAKLORETAN:Zararsız sayılabilecek bir kimyasal madde. Kimya harbinde tek başına nadiren kullanılır; fakat, çinko mürekkepleri gibi diğer maddelerle karışık olarak sis yapmakta çok kullanılır. HC karışımının esas unsurudur

HIDYNE : English Turkish military

HİDİN:Bak. "hydyne"

HIGH : English Turkish military

YÜKSEK:

000 (kol-kadem) arasındaki yükseklik

HIGH AIRBURST : English Turkish military

YÜKSEKTE İNFİLAK:Yumuşak hedefler üzerinde zayiatı veya zararı arttıran bir nükleer silahın güvenli serpinti infilak yüksekliği veya gerçek yer sıfırında radyasyon kirlenmesinin azalması

HIGH ALTITUDE : English Turkish military

YÜKSEK İRTİFA:Konvensiyonel olarak
000 metrenin (
000 fit) üzerindeki yükseklik. Bak. "altitude"

HIGH ALTITUDE BOMBING : English Turkish military

YÜKSEK İRTİFADAN BOMBARDIMAN:
000 fitin üstünde bomba salış yüksekliğinden yapılan yatay bombardıman

HIGH ALTITUDE BURST : English Turkish military

YÜKSEK İRTİFADA PATLAMA/İNFİLAK:
000 metre (
000 fit) ' den daha yüksekte yer alan nükleer silah patlaması. Bak. "types of burst"

HIGH ANGLE : English Turkish military

YÜKSEK AÇI:Yüksek açılı atış isteği veya emri

HIGH ANGLE FIRE : English Turkish military

ÜST AÇI GRUBU İLE ATIŞ:
İlgili silah veya mühimmatın azami menziline tekabül eden yükseliş açısından daha yüksek açı ile yapılan atış.
Yükseliş açısı arttıkça menzili azalan ateş. (Not: NATO ve ABD Savunma Kurulu tanımları tali bölümlere ayrılmamıştır)

HIGH BURST REGISTRATION : English Turkish military

YÜKSEK İHTİRAKLI İLE ATEŞ TANZİMİ:Bak. "high-burst ranging"

HIGH DENSITY AIRSPACE CONTROL ZONE : English Turkish military

HAVA SAHASI YOĞUN ATEŞ KONTROL BÖLGESİ:Çeşitli silahların/hava sahalarının konsantre olarak kullanıldığı hava sahası kontrol makamı tarafından tahsis edilen belirlenmiş ebatlarda hava sahası

HIGH DOLLAR VALUE ITEM : English Turkish military

YÜKSEK PARA DEĞERLİ MADDE:ABD depolarında, müteakip yıla ait toplam talep değeri
000 dolar veya daha fazla tahmin edilen bir nihai madde veya onarım parçası

HIGH ENTANGLEMENT : English Turkish military

YÜKSEK TEL ENGELİ:Bak. "high wire entaglement"

HIGH EXPLOSIVE : English Turkish military

KUVVETLİ PATLAYICI MADDE (ORD.), YÜKSEK İNFİLAK MADDESİ:Genel olarak bombalar, topçu mermileri, el ve tüfek bombaları, mayınlar ve tahrip kalıplarında kullanılan patlayıcı maddeler. ABD'nde, (Interstate Commerce Commision) tarafından, bir infilak kapsülü vasıtasıyla infilak ettirilen hassas maddeler olarak tarif edilir

HIGH EXPLOSIVE BOMB : English Turkish military

YÜKSEK İNFİLAK BOMBASI:İçinde yüksek infilak maddesi bulunan bomba. Bak. "high explosive"

HIGH EXPLOSIVE CARGO : English Turkish military

PATLAYICI MADDE YÜKÜ, TOPÇU MÜHİMMATI, BOMBA SU BOMBALARI, TAHRİP MADDELERİ, ROKET VE FÜZE CİNSİ YÜK:Bak. "cargo"

HIGH EXPLOSIVE ELEMENT : English Turkish military

YÜKSEK İNFİLAK MADDESİ:Bak. "high explosive"

HIGH EXPLOSIVE INCENDIARY : English Turkish military

YÜKSEK SÜRATLİ YANGIN MADDESİ:

HIGH EXPLOSIVE SHELL : English Turkish military

TAHRİP DANESİ:Personel ve malzemeye karşı kullanılan ve içinde, paralanma hakkı olarak, yüksek süratli bir infilak maddesi bulunan mermi. Buna kısaca "HE shell"de denir

HIGH GRADE CRYPTOSYSTEM : English Turkish military

YÜKSEK DERECELİ KRİPTO SİSTEMİ:Devamlı güvenlik sağlayacak, yani yabancılar tarafından açılabilmesi uzun bir süre, veya süresiz olarak, mümkün olamayacak bir kripto sistemi

HIGH GRADE HARDSTANDING : English Turkish military

TAM SERTLEŞTİRİLMİŞ SAHA:Bak. "hardstand"

HIGH MORTALITY ITEMS : English Turkish military

YIPRANMA DERECESİ YÜKSEK MADDELER:

HIGH OBLIQUE : English Turkish military

ÇOK MAİL HAVA FOTOĞRAFLARI:Bak. "oblique air photograph"

HIGH ORDER DETONATION : English Turkish military

YÜKSEK SÜRATLİ PATLAMA, YÜKSEK DETONASYON:Tam ve anında vuku bulan infilak. Bak. "detonation"

HIGH PORT : English Turkish military

YÜKSEK TUTUŞ:Hücum ederken veya sıçrarken, tüfeğin taşınma vaziyeti. Bu vaziyette, sol bilek sol omuzun ön tarafında ve sağ bilek kalça hizasında olmak üzere, tüfek, vücuda çapraz vaziyette taşınır