Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
HOMING : English Turkish military

HOMING:Bir belirli noktaya veya yansıyan ana enerji kaynağına doğru yönelmiş veya yönlendirilen seyyar bir istasyonun tekniği

HOMING ADAPTOR : English Turkish military

HOMING ADAPTÖR:Bir uçağın telsiz alıcısı ile birlikte kullanıldığında, uçağın hareket yönü ile ilgili olarak gönderici telsiz istasyonunun yönünü tayin eden sözlü ve/veya görsel sinyaller yayınlayan bir alet

HOMING DEVICE : English Turkish military

HOMİNG CİHAZ:Bir göndermecin yerini tespit etmekte kullanılan elektronik cihaz

HOMING GUIDANCE : English Turkish military

HOMİNG GÜDÜM, HEDEF GÜDÜMÜ, HEDEFLE GÜDÜM:Bir füzeye, hedefin bazı ayırıcı özellikleri ile harekete geçen içindeki mevcut bir tertibatla, kendisini hedefe yöneltme imkanı sağlayan bir sistem. Bak. "active homing guidance, guidance, passive guidance, semiactive homing guidance, homing system of guidance"

HOMING MINE : English Turkish military

HOMING MAYIN:Bir deniz mayın harbinde, sevk teçhizatlı bir mayının hedefe doğru yöneltilmesi. Bak. "mine"

HOMING PHASE : English Turkish military

HEDEFLE GÜDÜM SAFHASI:Bir füzenin orta yol güdümünün sona ermesi ile hedef yakınına varışı arasındaki uçuş devresi. Bak. "terminal guidance"

HOMING PIGEON : English Turkish military

MUHABERE GÜVERCİNİ:Haber ulaştırmakta kullanılan güvercin. Çok defa, bu cins güvercine, yanlış olarak "carrier pigeon" denmektedir

HOMING STATION : English Turkish military

HOMİNG İSTASYONU:İstikamet bulma tesisleri ile müştereken çalışan seyrüsefer yardımcısı bir telsiz

HOMING SYSTEM OF GUIDANCE : English Turkish military

HEDEF GÜDÜM SİSTEMİ, HEDEFLE GÜDÜM SİSTEMİ:Bak. "homing guidance"

HOMOGENEOUS AREA : English Turkish military

HOMOJEN SAHA, MÜTECANİS SAHA, BAĞDAŞIK SAHA:Her noktasında aynı radar yansıtma gücü olan saha. Bak. "inserted grouping (radar) "

HONEST : English Turkish military

NAMUSLU, DÜRÜST, SAMİMİ:

HONEST JOHN : English Turkish military

HONEST JOHN ROKETİ:Nükleer ve nükleer olmayan başlık kullanma kabiliyetinde, satıhtan satıha atılır, serbest uçuşlu, katı yakıtlı bir roket. Karadaki kuvvetlerin desteği için, modeline göre,
000 metreye kadar uzaklıktaki hedeflere taarruz etmek üzere imal edilmiştir. MGR-1 olarak adlandırılır

HONEYCOMB : English Turkish military

PETEK BİÇİMİ DEPOLAMA VE BOŞALTMA:İkmal maddelerinin; boşalan sahalardan ayrıca madde konması için istifade edilmeyecek şekilde depolanması ve boşaltılması

HONOR : English Turkish military

SAYGI GÖSTERMEK, TAKDİR ETMEK:Saygı göstermek, bir şeref payesi vermek veya bir başarıyı tanımak

HONOR COMPANY : English Turkish military

ISLAH BÖLÜĞÜ:Genel mahpusları eğitime tabi tutmak ve şerefli görev durumuna geçmelerine imkan hazırlamak maksadıyla, ıslah merkezlerinde kurulan birlik

HONOR GRADUATE : English Turkish military

MUVAZZAFLIĞA EHLİYETLİ YÜKSEK OKUL MEZUNU:ABD'de, Yedek Subay Hazırlık Eğitim Teşkilatının (Reserve Officer Training Corps) bir üyesi sıfatıyla üstün bilgiye, sevk ve idare niteliğine iyi ahlak ve askerlik kabiliyetine sahip olduğu sicilinde yazılı bulunan bir yüksek okul, üniversite veya askeri okul mezunu

HONOR GUARD : English Turkish military

MERASİM KITASI, ŞEREF KITASI, İHTİRAM NÖBETÇİSİ:Bak. "guard of honor"

HONORABLE DISCHARGE : English Turkish military

ŞEREFLİ TERHİS:Doğruluk ve sadakatle hizmet etmiş ve ahlak notu çok iyi veya çok üstün olan bir askerin, Ordu'dan terhis şekli. Buna "white discharge" da denir

HONORABLE SERVICE LAPEL BUTTON : English Turkish military

ŞEREFLİ HİZMET ROZETİ:1939 ve 1946 yılları arasında başarılmış şerefli hizmeti veya ikinci dünya harbi zafer madalyası ile taltif edilmiş olma halini belirten madeni düğme şeklindeki alamet

HOOD : English Turkish military

TAPA KÜLAHI:Bir merminin tapasını koruyan kapak

HOOK : English Turkish military

Bir radar işaretinden veya bip'inden belirli bir işlem yapmak üzere yarı otomatik bir kontrol sisteminin veri işlem teçhizatını elektronik olarak hava kontrolör tarafından yönlendirmekte kullanılan bir yöntem

HOOK-UP : English Turkish military

KANCA TAKMAK:Bir planör çekme halatını, hem planör hem de çekici uçağa (tow plane) takmak

HOPPER CAR : English Turkish military

CEVHER VAGONU:Yükünün büyük kısmını, insan gücüne ihtiyaç göstermeden ve yer çekiminden faydalanarak, alt veya yan kapaklardan boşaltan, eğri döşemeli vagon

HORIZON : English Turkish military

UFUK, YATAY DÜZLEM:Genel olarak belirli bir mevkiden bakıldığında yer ile semanın belirli veya zahiri olarak birleştiği yer. Ayrıca belirgin, zahiri veya bölgesel ufuk olarak da adlandırılır. Belirgin veya zahiri ufuk gerçek ufuğa yalnızca görüş noktası deniz seviyesine çok yakın olduğunda yaklaşır

HORIZONTAL ACTION MINE : English Turkish military

YATAY ETKİLİ MAYIN:Bir satıhta, yer zeminine horizontal hemen hemen paralel patlayıcı etkisi yapacak şekilde yapılmış mayın