Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BEING SUPPORTED : English Turkish

desteklenme, desteklenmiş olma, destekli olma, yardım edilme, finansal olarak destekte bulunulma

BEING SURPRISED : English Turkish

n. şaşkınlık

BEING SWALLOWED : English Turkish

yutulma, yutulmuş olma, mideye indirilmiş olma, yenilmiş olma, yenilme, içine çekilmiş olma

BEING SWEPT : English Turkish

süpürülme, süpürülmüş olma; hevesli olma

BEING TENSED : English Turkish

gerilme, gerilmiş olma, gergin olma, sinirli olma, kızdırılma, coşturulma

BEING TESTED : English Turkish

test edilme, test edilmiş olma, denenme, denenmiş olma, kontrol edilme, kontrol edilmiş olma, değerlendirilme, değerlendirilmiş olma

BEING THANKFUL : English Turkish

n. şükretme

BEING THROWN : English Turkish

atılma, atılmış olma

BEING TOLD : English Turkish

n. söylenme

BEING TORN : English Turkish

parçalanma

BEING TORN TO PIECES : English Turkish

paralanma, paralanmış olma, paramparça olma, lime lime olma

BEING TRAMPLED ON : English Turkish

ayak altına alınma, ayaklar altına alınmış olma, üstüne basılma; çıkar sağlanmış olma, suistimal edilme, itilip kakılmış olma

BEING UNCOVERED : English Turkish

ortaya çıkarılma, ortaya çıkarılmış olma, örtüsü kaldırılma, örtüsü kaldırılmış olma; meydana çıkarılma, gün yüzüne çıkarılma, afişe edilme

BEING UNNECESSARY : English Turkish

n. gereksizlik

BEING UPROOTED : English Turkish

sökülme, sökülmüş olma, yerinden edilme, yerinden sökülme, kökünden sökülme, kökten sökülmüş olma

BEING WASHED AWAY : English Turkish

alınıp götürülme, alınıp götürülmüş olma, su ile sürüklenme, su ile sürüklenmiş olma, erozyona uğrama

BEING WEIGHED : English Turkish

tartılma, tartılmış olma, ağırlığı hesaplanmış olma, ağırlığı kontrol edilme

BEING WELL-LIKED : English Turkish

gözde olma, popüler olma, tanınır olma, bilinen olma, sevilen olma, kabul edilir olma

BEING WHISPERED : English Turkish

fısıldanma, fısıldanılma, sessizce söylenilme, sessizce konuşulma, mırıldanılma, mırıldanma

BEING WITHOUT : English Turkish

prep. sızlık

BEING WITHOUT MONEY : English Turkish

n. parasızlık

BEING WRITTEN : English Turkish

yazılma, yazılı olma, kayıtlı olma, kalemle yazılmış olma, karalanmış olma

BEING WRONG : English Turkish

n. hatalı olma

BEIRA : English Turkish

n. ortadoğu Mozambik'te bir liman şehri; Portekiz'de bir bölge ve eski bir vilayet

BEIRUT : English Turkish

n. Beyrut