English To Turkish
BEIT ARYE : English Turkish
orta İsrail'de Samaria'da kentsel bir yerleşim yeri
BEIT DAGAN : English Turkish
Lod (İsrail) yakınlarında küçük bir kasaba
BEIT EL : English Turkish
Ramallah'ın kuzeyinde bir İsrail yerleşim yeri
BEIT LEHEM : English Turkish
Beytüllahim, Kral David ve İsa peygamberin doğum yeri de olan ve güney Kudüs'te bulunan şehir (Bethlehem olarak da yazılır)
BEIT LID ATTACK : English Turkish
Beit Lid saldırısı, 1995 yılında Beit Lid (orta İsrail'de bir kasaba) yakınlarındaki bir kavşakta gerçekleştirilen bombalı terörist saldırı
BEIT LID BOMBING : English Turkish
Beit Lid bombalaması, 1995 yılında Beit Lid (orta İsrail'de bir kasaba) yakınlarındaki bir kavşakta gerçekleştirilen bombalı terörist saldırı
BEIT LID JUNCTION : English Turkish
Beit Lid kavşağı, Beit Lid (orta İsrail'de bir kasaba) yakınlarında bir kavşak
BEIT NETOFA : English Turkish
güney Galilee'de (İsrail) bir alan
BEIT SHEAN : English Turkish
Ürdün Vadisi'nin (İsrail) kuzey bölümünde yer alan küçük bir kasaba
BEIT SHEAN VALLEY : English Turkish
Beit Shean Vadisi, İsrail'de doğuda Ürdün'le sınır olan bir vadi (adını antik ve modern çağ kenti olan ve vadinin ortasında bulunan Beit Shean şehrinden almaktadır)
BEIT YAACOV LECHU VENELECHA : English Turkish
Siyonist bir hareket
BEITAR JERUSALEM : English Turkish
Kudüs'te bir futbol kulübü
BEJA : English Turkish
n. Beja; kuzeydoğu Sudan'da göçmen bir Müslüman halk grubu; Sudan ve Eritre'de bulunan Beja halkı tarafından konuşulan Kuşitik dil; Portekiz'de bir kasaba
BEJEL : English Turkish
n. endemik sifilis, frengi hastalığı, parazitli bir enfeksiyon türü
BEJEWEL : English Turkish
v. mücevherlerle süslemek
BEJEWELED : English Turkish
adj. değerli taşlarla süslenmiş, mücevherlerle donatılmış; dekore edilmiş, süslenmiş, bezenmiş, donatılmış
BEKAA VALLEY : English Turkish
n. Bekaa Vadisi, güneydoğu Lübnan'da bereketli bir vadi
BEL AIR : English Turkish
n. Los Angeles'ta (California) varlıklı bir yerleşim toplumu; ABD'de birçok yerin adı
BEL CANTO : English Turkish
sakince şarkı söyleme, akıcı ve pürüzsüzce şarkı söyleme,
18'inci yüzyıl İtalya'sından gelen ve tonlamada sakinlik ve pürüzsüzlüğe vurgu yapan opera şarkıcılığı
BEL ESPRIT : English Turkish
n. esprili kimse, şakacı
BELA BARTOK : English Turkish
n. (
1945) daha çok "Concerto for Orchestra (Orkestra Konçertosu)" ile bilinen Macar besteci, Doğu Avrupa halk müziği araştırmacısı
BELA SCHICK : English Turkish
n. (
1967) Macaristan doğumlu Amerikalı pediyatrist, difteriye duyarlılık/bağışıklık testi metodu "Schick test (Schick testi)" bulan kişi
BELABOR : English Turkish
v. dövmek, pataklamak (Argo); benzetmek; uzatmak, çok uzatmak, lafı uzatmak
BELABORED : English Turkish
adj. benzetilmiş, pataklanmış, kötü dövülmüş; saldırılmış, saldırıya uğramış
BELABOUR : English Turkish
v. dövmek, pataklamak, çok uzatmak, benzetmek, lafı uzatmak, uzatmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani