English To Turkish
PRESSURE CHARGE : English Turkish military
BASINÇ İMLA HAKKI:İçinde kimya maddesi bulunan bir kaptaki basınçlı karbondioksit veya klor. Bu madde; kabın içindeki kimya maddesini silindirden dışarı sevk etmek için gerekli basıncı temin eder
PRESSURE FIRING DEVICE : English Turkish military
BASINÇLA ATEŞLEME TERTİBATI:Kara mayınları, bubi tuzakları vesaireyi bir düzen üzerinde yapılacak basınç veya tatbik edilecek ağırlıkla ateşlemede kullanılan dört ateşleme tertibatından biri. Bu cihaz; esas itibariyle, bir ateşleme iğnesinden ve ona imla hakkını ateşleyecek bir tahrip kapsülü bağlanmış, horozlu tetikten ibarettir. Bak. "firing device"
PRESSURE FRONT : English Turkish military
BASINÇ CEPHESİ:Bak. "shock front"
PRESSURE GAGE : English Turkish military
BASINÇ ÖLÇÜ ALETİ; MANOMETRE; KROŞE:Bir silahın ateşlenmesi sonucu barut haznesinde meydana gelen basınç miktarını tayin için barut haznesine konulan, silindir şeklindeki ölçü aleti
PRESSURE LINE OF POSITION : English Turkish military
BASINÇ MEVKİ HATTI:Basınç örnek formülleriyle tayin edilip uçağın fiili uçuş yoluna paralel olarak işaretlenen ve net yan rüzgarı kaydırmasını gösteren bir mevki hattı
PRESSURE MINE : English Turkish military
BASINÇ TATBİKİYLE İNFİLAK EDEN MAYIN:
Kara mayın harbinde, tapası bir hedefin doğrudan basıncına duyarlı olan bir mayın.
Deniz mayın harbinde, devresi bir hedefin hidrodinamik basınç sahasına duyarlı olan bir mayın. Ayrıca bakınız: "mine"
PRESSURE MINE CIRCUIT : English Turkish military
BASINÇLI MAYIN DEVRESİ:Bak. "pressure mine"
PRESSURE SUIT : English Turkish military
BASINÇLI ELBİSE:
PRESSURIZED CABIN : English Turkish military
BASINÇLI KABİN:Bir hava aracında personel tarafından işgal edilen saha. Bu saha içindeki hava basıncı; içeriye çevre atmosferi basılmak suretiyle, çevre basıncı üzerine çıkarılmıştır
PRESSURIZED CAPSULE : English Turkish military
BASINÇLI KAPSÜL:İçinde çevre basıncından yüksek bir gaz bulunan bir kapsül
PRESTIGE : English Turkish military
PRESTİJ, ŞÖHRET, NÜFUZ:
PRESTOWAGE : English Turkish military
TECRİTLİ İSTİF:Malzemenin, bir deniz aracına, ayrı partiler halinde ve her tip malzeme diğerinden tecrit edilmek suretiyle yüklenmesi
PRESTOWAGE PLAN : English Turkish military
TECRİTLİ İSTİF PLANI:Yükün; ağırlık, küp veya ticari eşya şeklinde tasarlanmış istiflenmesini gösterir plan
PRESTRIKE FALLOUT PREDICTION : English Turkish military
TAARRUZ ÖNCESİ SERPİNTİ HESABI:
PRESTRIKE RECONNAISSANCE : English Turkish military
SALDIRI ÖNCESİ KEŞFİ:Saldırı kuvvetlerinin faydalanması için bilinen hedefler hakkında tam bir bilgiyi sağlamak amacıyla üstlenilen görevler
PREVAIL : English Turkish military
HÜKÜM SÜRMEK, YERMEK:
PREVENTION : English Turkish military
ÖNLEME, MEN ETME:
PREVENTION OF STRIPPING EQUIPMENT : English Turkish military
TEÇHİZATIN SÖKÜLMESİNİN ENGELLENMESİ:Bak. "anti-recovery device"
PREVENTIVE LAW PROGRAM : English Turkish military
ÖNLEYİCİ HUKUK PROGRAMI:Silahlı kuvvetler personeli ve ailelerini, şahsi hak, menfaat ve vecibeleri ile ilgili konularda bilgi sahibi etmek, yetiştirmek ve öğretimlerini sağlamak maksadı güden bir program. Bu program; özel hukuki meselelerde, tedbirsizce hareketlere girişmeden ve durum, disiplin tedbirlerine müracaat veya mahkemeye intikal önlenemeyecek derecede karışık bir hal almadan, şahısları, hukukçulara danışmaya ve kendilerinden fikir almaya teşvik etmektedir
PREVENTIVE MAINTENANCE (DOD-IADB) : English Turkish military
KORUYUCU BAKIM (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU):Sistemli denetlemelerde bulunmak, meydana gelmesi muhtemel büyük arızaları önlemek maksadıyla teçhizat ve bakım tesislerini güvenilir bir işletme durumunda tutmak için personel tarafından gösterilen dikkat ve yapılan hizmet
PREVENTIVE MAINTENANCE (NATO) : English Turkish military
KORUYUCU BAKIM (NATO):Bozukluk olasılığını azaltmayı amaçlayan sistematik ve/veya öngörülmüş bakım. Ayrıca bakınız: "corrective maintenance"
PREVENTIVE MAINTENANCE INDICATORS : English Turkish military
KORUYUCU BAKIM İHTİYACI BELİRTİLERİ:Teçhizat üzerinde göz, koklama, dinleme ve dokunma ile arıza yerlerini tespite imkan veren ve arızanın durumu ile bakım şekillerini belli eden muhtemel arıza ve tutukluk sahaları
PREVENTIVE MEDICINE COMPANY : English Turkish military
SAĞLIK KORUMA BÖLÜĞÜ:Sahra ordusu ve menzil sahasındaki birliklerin sağlığı ve morali üzerinde etkisi olacak çevre ile ilgili ve diğer faktörleri incelemek, değerlendirmek ve kontrol etmek üzere kurulmuş birlik
PREVENTIVE MEDICINE OFFICER : English Turkish military
SAĞLIK KORUMA SUBAYI:Hastalık ve muharebe dışı yaralanmaların önlenmesi sağlık şartlarının yükseltilmesi için hazırlanan programları yürütmek ve murakabe etmek üzere, bir komutanlığa atanmış sağlık subayı. Bu subay; sağlık koruma hususunda özel eğitim gören, tecrübe sahibi olan ve bu sahaya karşı yakın bir ilgi gösteren bir subaydır
PREVENTIVE WAR : English Turkish military
ÖNLEYİCİ HARP:Askeri çatışmanın, pek yakın olmamakla beraber, kaçınılmaz olduğuna ve geciktirilmesinin daha büyük tehlikelere yol açabileceğine inanılarak başlatılmış bir harp
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani