English To Turkish
BETTENDORF : English Turkish
n. Iowa'da (ABD) Mississippi Nehri üzerinde yer alan bir şehir
BETTER : English Turkish
adj. daha iyi, daha güzel
BETTER : English Turkish
n. daha iyisi, üstün kimse
BETTER : English Turkish
v. daha iyi yapmak; düzeltmek, iyileştirmek, geliştirmek; geçmek
BETTER : English Turkish
adv. daha iyi şekilde, daha iyi, iyisimi
BETTER BE ON THE SAFE SIDE : English Turkish
ihtiyatlı davranmak, kendini emniyete almak, daha sonradan acısını çekmektense önden önlemini almak
BETTER HALF : English Turkish
eş, hayat arkadaşı
BETTER HOMES AND GARDENS : English Turkish
Daha İyi Evler ve Bahçeler, evle ilgili konular (iç dekorasyon, bahçe işleri, yemek pişirme, aile vs) içeren aylık bir Amerikan dergisi
BETTER LATE THAN NEVER : English Turkish
geç olsun güç olmasın
BETTER LOVED : English Turkish
v. daha çok sevilen
BETTER OFF : English Turkish
daha varlıklı, daha zengin
BETTER ONESELF : English Turkish
kendini geliştirmek, kendini eğitmek, daha çok kazanmak
BETTER PART OF SOMETHING : English Turkish
ir şeyin daha iyi parçası, bir şeyin çoğunluğu, bir şeyin ana parçası
BETTER SAFE THAN SORRY : English Turkish
önlem almak üzülmekten daha iyidir, dikkatli olmak daha sonrasında pişman olmaktan daha iyidir
BETTER THAN A KICK IN THE BALLS : English Turkish
taşaklara tekme yenmesinden daha iyidir, çok daha kötüsü de olabileceğinden bir kimsenin karşı karşıya olduğu durumdan memnun kalmasını işaret eden ifade, daha fecisi de olabilirdi
BETTER THAN EVER : English Turkish
her zamankinden daha iyi, daha öncekilerde daha iyi bir durumda
BETTER THAN NOTHING : English Turkish
hiç olmamasından iyidir, hiç yoktan iyidir, bunun olması hiçbir şey olmamasından iyidir
BETTER UNDERSTANDING : English Turkish
daha iyi anlayış, daha iyi kavrayış, daha derinlemesine anlayış
BETTERED : English Turkish
adj. düzeltilmiş, iyileştirilmiş, kalitelileştirilmiş, kalitesi arttırılmış; güzelleştirilmiş; mükemmelleştirilmiş, mükemmel hale getirilmiş
BETTERMENT : English Turkish
n. iyileşme, düzelme; şerefiye
BETTERMENT TAX : English Turkish
şerefiye vergisi, değerlenme vergisi, iyileşme vergisi, bir gayrimenkulün satın alınmasından satılmasına kadar artan değerinden alınan vergi
BETTING : English Turkish
n. bahse girme
BETTING MAN : English Turkish
n. bahisçi
BETTING OFFICE : English Turkish
n. müşterek bahis yeri
BETTING SHOP : English Turkish
n. müşterek bahis yeri
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani