Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
BEVERLY HILLS : English Turkish

n. Beverly Tepeleri, Los Angeles'ın batısında Hollywood'la sınır olan ve zengin oyuncular ve diğer iş insanlarının yaşamasıyla iyi bilinen bir dış mahalle

BEVUE : English Turkish

n. gaf, pot, falso, yüz kızartıcı hata

BEVVY : English Turkish

n. (Britanya Argosu) alkollü içecek, içki

BEVY : English Turkish

n. kuş sürüsü; kız sürüsü, kızlar grubu

BEWAIL : English Turkish

v. ağlamak (bir şeye), hayıflanmak

BEWAILER : English Turkish

n. ağıt yakan kimse, yas tutan kimse, ağlayan kimse

BEWARE : English Turkish

interj. dikkat

BEWARE : English Turkish

v. sakınmak, kaçınmak, çekinmek

BEWARE OF : English Turkish

v. aman dikkat

BEWARE OF THE DOG : English Turkish

dikkat köpek var

BEWARE THE IDES OF MARCH : English Turkish

Mart ortasında dikkatli ol, Mart ayının 15'inde gözünü iyi aç (Shakespeare'in "Julius Caesar" adlı oyunundan bir satır)

BEWARE! : English Turkish

interj. Dikkat! Dikkat et! Dikkatli ol! Önüne Bak!

BEWHISKERED : English Turkish

adj. favorili, sakallı

BEWIGGED : English Turkish

adj. peruklu, peruk takan

BEWILDER : English Turkish

v. şaşırtmak, hayret ettirmek, sersemletmek

BEWILDERED : English Turkish

adj. şaşkın, şaşkına dönmüş, şaşırmış, sersemlemiş

BEWILDEREDLY : English Turkish

adv. şaşkınlıkla, şaşkın şaşkın

BEWILDEREDNESS : English Turkish

n. hayret, şaşkınlık, şaşma, afallama; kafa karışıklığı

BEWILDERING : English Turkish

adj. şaşırtıcı, sersemletici, hayret verici

BEWILDERINGLY : English Turkish

adv. hayrete düşerek, hayrete düşürerek, şaşkınlık yaratarak, şaşkınlıkla, şaşmaya neden olarak, afallayarak, afallamış bir şekilde, afallatarak, kafa karışıklığıyla, kafa karışıklığı yaratarak

BEWILDERMENT : English Turkish

n. şaşkınlık, hayret

BEWITCH : English Turkish

v. büyülemek, büyü yapmak, afsunlamak

BEWITCHED : English Turkish

adj. büyülenmiş, afsunlu

BEWITCHER : English Turkish

n. büyüleyici kimse

BEWITCHERY : English Turkish

n. büyü, sihir, afsun